Eğlenceli Klasik Müzik

Müzik Ruhun Gıdasıdır…

Özellikle de klasik müzik değişmez, vazgeçilmez, alternatifi yaratılamamış bir müzik türü.

Çok  seneler önce aldığım harika iki kitap gençlere klasik müziği son derece basite indirgenmiş ve keyifli bir şekilde öğretiyordu. Üniversiteyi yeni bitirmiş bir genç olarak benim de klasik müzik dehaları ve klasik müziğin detayları hakkında standart kitaplarda bulamadıklarımı bulmamı sağlamıştı.

Bu kitaplardan ilki “Bach, Beethoven, And The Boys”, David W. Barber tarafından yazılmış, içerisinde kara kalem karikatürleri ile müziğin tarihçesini son derece keyifli bir şekilde anlatıyordu. Barber kitabı hakkındaki giriş yazısında kitabının tarzını çok güzel özetlemişti: Queens Üniversitesi’nde müzik bölümünde öğrenci iken, müzik tarihi profesörlerinden biri bir gün onu kenara çekmiş ve çalışmalarını beğendiğini ancak detaylarda  kaybolduğunu belirtmiş. Yazar bu kitabının profesörünü haklı çıkarttığını belirtiyor esprili bir dille. Kitabı esas okunur yapan müziğin ve bestecilerin enteresan, zaman zaman komik ve şaşırtıcı detayları…

İkinci eser ise Chrisk Craker tarafından kaleme alınmış “Get Into Classical Music (From The Four Seasons to Pavarotti)”.
Chris Craker kendi kitabını şu cümle ile özetliyor: “Konserlerimden sonra sayısız insan bana gelip klasik müziği – her ne kadar bilgi sahibi olmasalar da – çok sevdiklerini, dinledikleri zaman duyduklarından ne kadar çok hoşlandıklarını söylüyorlar. İşte bu kitap sizler için.”  
Kitapta çok yalın bir anlatımla klasik müziğin ne olduğu var, çok sık duyulan terimler izah ediliyor mesela. Bunun dışında “En Önemli 50 Besteci” bölümü, “Opera”, “Film Müzikleri”, “Orkestra ve Enstrümanlar” gibi başlıklar yine gayet keyifli bir anlatımla ele alınmış.

Geçenlerde bu iki güzel kitabın ne kadar faydalı olduğunu ve neden Türkçe’ye çevrilmediklerini düşünüyordum ki (ya da çevrildiler de benim mi haberim yoktu?) Steven  Isserlis’in “Beethoven Çorbayı Neden Fırlattı” adlı kitabını gördüm. Hiç tereddüt etmeden aldım tabii ki ve bir solukta okudum.

Ünlü bir çellist olan Steven Isserlis en beğendiği altı bestecisinin – Bach, Beethoven, Mozart, Schumann, Brahms ve Stravinsky – yaşam öykülerini, müziklerini farklı bir tarzda anlatıyor. Gerçek olaylar, anekdotlar ve karakalem çizimlerle çok keyifli bir kitap. İlk etapta her bestecinin hayatı anlatılıyor. Ardından anlatılan bestecinin müzik türü ve onunla ilk tanışmada neler dinlenilmesi gerektiği konusunda öneriler geliyor. (Ben size ilk önce kitaptaki “Ne dinlemeli?” başlıklı bölümlere gözatmanızı, önerilen eserleri dinlerken bestecinin hayatını okumanızı öneririm. Gözünüz kitaptaki satırları takip ederken kulağınıza gelecek melodiler besteciyi daha da iyi özümsemenizi sağlayacak.)

Son bölümde ise besteci ile ilgili “Hayatından Notlar” bölümü var ki burada son derece farklı, enteresan, normal kitaplarda yer almayan bilgiler mevcut.Örneğin Beethoven ile ilgili bölümde Mozart’la tanışmaları anlatılıyor:

“Beethoven’ın Viyana’da geçirdiği kısa süre içinde yaşadığı en önemli olay, Mozart’la tanışmasıydı herhalde. Ününün doruğundaki Mozart, Beethoven’ın piyanoda çaldığı bir eseri dinledi  ama pek  beğenmedi. Söylemeye ne gerek, bu Beethoven’ın hiç hoşuna gitmedi. Beethoven’ın en güzel doğaçlamalarını (hazırlıksız olarak o anda bir şeyler yaratmayı) ya çok keyfi yerindeyken, ya da çok kızgın olduğu anlarda yaptığı söylenir. İşte o anda da oturdu ve Mozart’ın verdiği bir melodi üstüne doğaçlamalar yapmaya girişti. Mozart’ın ilgisi arttıkça arttı. En sonunda yanındaki arkadaşlarına, ‘Bu çocuğa dikkat edin; gün gelecek öyle şeyler yapacak ki, dünya onun yaptıklarını konuşacak.’ dedi.”

Bana göre bir başka enteresan bilgi ise Robert Schumann’ın eşi Clara ile aile dostları Johannes Brahms’ın birbirlerine delicesine aşık olmaları… Bu konuda herhangi bir atılımda bulunmamışlar ama bayağı ızdırap çekmişler!

Anlatımı güzel, yer yer oldukça komik ve klasik müziğe giriş için de cezbedici bir kitap. Çok minikler tabii ki birşey anlamayacaktır ancak 10 yaş sonrası için, özellikle de yukarıda belirttiğim gibi müziğin kendi ile birleştirilirse hem eğlenceli hem de eğitici olacaktır diye düşünüyorum 🙂

Her halukârda bizler için de harika! Kütüphanelerinizde ona yer açabilirsiniz 🙂

2 Comments

  1. fecri sevilen
    Sevgili Defne hanım ,sizin uslubunuz ve anlatım tarzınız inanın önerdiğiniz kitapları çok daha ilginç kılıyor.Hafta sonları verdiğiniz huzur için çok teşekkürler
    Reply 17 September 2010 at 11:17
    • Defne
      Yazılarımı okuduğunuz ve bana böylesine motive edici mesajlar yolladığınız için asıl ben teşekkür ederim. Çok sevgiler :)
      Reply 17 September 2010 at 22:06

Leave a comment