Uzun zamandır görüşemediğim ve çok sevdiğim bir arkadaşım şeker kızıyla birlikte geçenlerde bize ziyarete geldi. Onun en çok sakin hâllerine ve güler yüzüne bayılıyorum. Üstelik Bızdık logomuz onun ve ekibinin elinden çıkmıştır. Dolayısıyla 0 km.Bızdıklar için de çok ama çok önemli bir şahsiyet sevgili Melekciğim.
Sohbetimiz esnasında bana, “Merkür hâlâ geri gidiyor. Onun için eski işlerini tamamlayıp, yenileri ay başına ertelemek lazım.” dedi. (more…)
Biliyorum biliyorum bızdıklarla ne alakası var diyeceksiniz ama çok güldüm ve paylaşmak istedim. Aşağıdaki kurallar size de bana olduğu kadar yakın geliyorsa hiç değilse gülümseyeceğinizi düşünüyorum. Eh durum böyle olursa ben de sizi keyiflendirdiğim için güzel bir iş yapmış olacağım, değil mi? (more…)
Yaz mevsimini bazen sadece karpuz çıksın diye beklediğim oluyor. Taze çim kokusunu bile karpuz kokusu diye algıladığım olur sık sık.
Yalnız, şu yeni çekirdeksiz ya da minicik olan karpuzlara alışamadım ben. Eski usûl, çekirdekli, kütür kütür olanları seviyorum. (Zaten karpuzun çekirdeği çok faydalıymış, yemek de lazımmış…) (more…)
Tatil dönüşü balkonumuzdaki begonyaların hepsinin ölmüş olduğunu görünce çok mutsuz oldum. Sadece çiçeklerin ölmesinden dolayı değildi üzüntüm. Kendimi beceriksiz hissettim. Kendimce, her sene yenilediğimiz bu harika çiçekler için gerekli her türlü önlemi almıştım. Geçtiğimiz senelerde balkonumuzu süsleyen bu çiçeklerle ilgili hiçbir sorun yaşamazken nasıl olmuştu da birdenbire ölmüşlerdi. (more…)
Hava sıcak.
Terlemişim, hem de çok.
Hafif de açlık var ama yemek yiyecek kadar da değil.
Kahve mi içsem? Hayır, hava o kadar sıcak ki, ılık bir içecek bile düşünemiyorum.
Buzlu bir kahve? Yok yok o da değil. Onun zamanı ayrı. İçimdeki suyu atacak bir içecek istemiyorum. (more…)
Önce kızıcığın sayesinde harika insanlarla tanışıyorum. Ardından bu harika insanların muhteşem aileleri ile yakınlaşıyorum. Mest oluyorum, mest. Özellikle 43 senelik evlilikleri, başlarından geçen maceralar, işlerini kurarken yaşanmışlar, hayat ve detayları bende daha da fazlasını duyabilme arzusu doğuruyor. (more…)
Yazın Çeşme ve Bodrum yazıları okumaktan bıkmışsınızdır, henüz bıkmadıysanız da yaz sonunda görmek bile istemeyeceksiniz, biliyorum.
Ben de birkaç not yazmazsam olmaz ama azıcık farklı olsun istedim.
Onun için kızım Çeşme’de şunu yaptı ya da buraya gittik demektense, size – elimden geldiğince – onun gözüyle neler olup bitiyor aktarmak istiyorum: (more…)
Tuvalet kağıdınızı nasıl görmek istersiniz? Yaprağının dıştan mı yoksa içten mi dönmesini tercih edersiniz?
Geçtiğimiz haftalarda, Hürriyet Gazetesi’nden Banu Tuna’nın köşesinde bu konuyu görünce her şeyi bir tarafa bırakıp okumaya başladım.
Niye beni bu konu bu kadar ilgilendiriyor? Çünkü bizim evde (öncelikle bekârlık evimde, yani annem ve babamla yaşadığım dönemlerde, sonra da evlilik hayatımı sürdürdüğüm evimde) bu konu mutlaka konuşulur ve her bireyin farklı bir düşüncesi vardır. (more…)
Bir anne hayal etmenizi istiyorum şimdi:
Çocuğu ile oyun grubuna gitmiş, belirli geçişleri onunla adım adım yaşamış, inanılmaz keyifli anlar geçirmiş. Derken önemli bir seçim aşamasına geliyor. Bir sonraki adım ne olmalı? Neresi olmalı? Çocuğu henüz üç yaşlarında olsa da sanki tüm hayatının akışını belirleyecek adım bu noktada atılacak endişesi var içinde. (more…)
Bir süre önce “0 km.Haberler” başlıklı yazımda ufacık bir not olarak iki çılgın annenin kısa bir kaçamak yapacağından bahsetmiş, dönüşte komik anekdotlar aktaracağıma da söz vermiştim.
Eh, sırasıdır o zaman diyorum… (more…)