Tag: H1N1

Aşı Olduk!

Evet gerçek, hem de nasıl… Dün “birlikten kuvvet doğar” diyen üç anne, bir baba (Mengü) ve bir anneanne, uzun araştırmalar sonucu seçmiş olduğumuz sağlık kliniğinde buluştuk. Duyan da savaşa hazırlanıyoruz falan sanacak. Altı üstü bir aşı!!!

Ama kolay mı, onca zamandır ne kadar çelişkili yazılar yazıldı. Devletin en tepesindekiler kendilerine bağlı olan kurumların verdiği bilgileri yalanladılar. Koskoca profesörler fikir ayrılığına düştü. Basın olayı baş sayfalara taşıdı, komplo teorileri üretildi, insanlar bu konudan başka konuyu düşünemez oldular. Gerçek bir sinir harbi, bir anlamda işkence.

İpek son 2-3 haftadır, okulda rastlaştığımız her an “Evet karar nedir?” diye soruyor. Ya da çocukları bir araya getirdiğimiz her an bunu konuşuyoruz. Onun bızdığını götürdüğü iki ayrı doktoru var. Ve bilin bakalım ne diyorlar?
Biri yaptır, biri yaptırma diyor!!! Hadi bakalım… İkisi de kıymetli doktorlar. Gel de karar ver.

Zeynep ise doktorunun yaptırılması yönündeki bilgi akışına artık teslim olmuş olmanın rahatlığıyla günlerini geçiriyor desem de inanmayın. Zavallı o da hala etrafındaki annelere ve onların doktor eş, dost, akrabalarının ya da tanıdıklarının görüşlerini öğrenmek istiyor.

Ben ne mi yapıyorum? Ben, konuyla ilgili tek başıma karar almamaya KARAR VERMİŞ durumdayım. Mengü hayır diyor, ben ortada, nereye çeksen oraya gider vaziyette. Peki ne olacak? Derken aklıma cin bir fikir geliyor: Maya’yı zaten kontrole doktorumuz Hilal Hanım’a götüreceğiz. Randevuyu özellikle Cumartesi gününe alıyor, Mengü’yü de sürüklüyorum ki içinde arkadaşlarımın da sorularının olduğu defterimdekilerle ilgili yanıtları iki çift kulak duysun, iki akıl değerlendirsin.

Zavallı Hilal Hanım’a konuyla ilgili kaçıncı defa soru soruyorum bilmiyorum ama yüzünde tatlı gülümsemesi ve sakin haliyle bizim listemizi tek tek cevaplıyor. Verilen cevaplar o kadar mantıklı, o kadar doğru ki insan “Şimdiye kadar aklımız neredeydi?” diyor. İşe bir de son zamanlarda yaşanan vakalarla ilgili tecrübeler de girince neredeyse koşa koşa aşıya gidesi geliyor insanın.

Benim çeşitli kaynaklardan yaptığım araştırmalarla doktorumuzun söyledikleri birebir örtüşüyor. Kızımıza bugüne kadar ne kadar aşı varsa yaptırdık, sezonluk grip aşısı dahil. Hiçbirinin yan etkisini sormak, araştırmak aklımızın ucundan bile geçmedi. Bu aşı ile ilgili ise inanılmaz şekilde bilgi sahibi olmuş durumdayız.

Görüşmemiz sonrası Mengü’ye dönüp “Evet karar nedir?” diyorum (aslında kararı biliyorum ama ondan duymak istiyorum bunu – onun benim gibi duygusal olmadığını, elindeki verileri benden daha güzel inceleyip, en doğru kararı vereceğine inanıyorum.)
Aşı olunacak” diyor. Evet! İşte karar çıktı. İçim 100% rahat mı? 98% rahat ama 2%lik bir bölümü bana baş ağrısı olarak misafir geliyor, beni huzursuz etmeye yetiyor.

Şimdi “Hangi sağlık kurumunda yaptırmalıyız?” koşturması başlıyor. Deli gibi mesajlaşıyoruz İpek ve Zeynep’le. Ben kayınpederimin önerdiği kuruma bir gün önce gidip, tüm bilgileri alıyorum:

* Saat kaçta aşı olunabiliyor?
* Aşı markası ne?
* Sıra numarası almak lazım mı?
* Acil durumda, allerjik reaksiyon olması halinde ne gibi uygulamaları var?
* Büyüklere de yapıyorlar mı?
vs. vs.

Sağlık ocağındakiler bana “Bu kadın deli!” der gibi bakıyorlar. Ve de içlerinden eminim “Bu yoğunluğa bir bu eksikti” diyorlardır. Zaten devlet memuru bakışı ve tavrı onlarda da mevcut. Yaptıkları işi sevmiyorlar, belli.

Neyse, sonuçta Salı günü saat 09:45’te kapıda buluşuyoruz. Herkes heyecan içinde. Çocuklardan çok anneler heyecanlı zaten. Bizim gibi birkaç aile daha var. Sırayla bu iş için tahsis edilmiş odaya giriyor, aşılarımızı oluyoruz (biz anneler dahil.)

Aaaa hiçbirşey olmadı. Herkes gayet normal. Oh çok şükür! Çılgın bir kutlamayı hak ettik. Çocukları alıp biraz dolaştırıyoruz, öğle yemeği falan derken biz de biraz rahatlamaya çalışıyoruz.

Herkese geçmiş olsun 🙂

Hala karar vermeye çalışan arkadaşlarıma kolaylıklar diliyorum. Aynı süreçten geçmiş bir insan olarak ne kadar zor bir karar olduğunun farkındayım.

Acaba dünyada başka bir ülkede böyle bir konu, bu kadar kötü ele alınmış mıdır diye de merak ediyorum. Bu denli önemli olan sağlık konusunun bu kadar ciddiyetsiz bir şekilde bizlere aktarılması ve ortaya çıkan kaosa insanın inanası gelmiyor.

En kısa zamanda kendiniz ve çocuğunuz için en doğru kararı verebilmeniz dileğiyle…

Ve işte bizim aşılılar eğlenirken…


Grip Salgını

İlk yazıma harika yorumlar ve katılımlar gelmeye başladı. Çok heyecanlıyım, çooookkk..

Hedef çok keyifli, bol faydalı, araştırılmış, denenmiş bilgi akışı olan bir blog olması buranın ama bir o kadar da eğlenceli, komik olabilmesi. Biraz ondan biraz bundan anlayacağınız. Kendi halimize gülebildiğimiz an herşey daha güzel görünecek bence.

Efendim, bu sabah peş peşe iki arkadaşımdan Dr.Şule Yazgan’ın hastalarına yolladığı bol bilgi ve kaynak içeren mailini aldım. Sayın Yazgan’ın izni ile burada sizlerle paylaşmak istiyorum maili ve olduğu gibi koyuyorum :

14 Kasım 2009, İstanbul

Sevgili Anne Babalar,

Hepinizin bildiği gibi hızla yayılan bir “grip hastalığı” ile karşı
karşıyayız. Bu hastalığın etkeni olan virüse karşı uygulanan aşılar ve
hastalığın kendisi hakkında her gün 50’ye yakın telefon almakta, sayısız
email mesajı cevaplamaktayım. Hastalık ve aşısı hakkındaki bilgileri tek bir
belgede toplamak, elinizin altında sorularınıza cevapları bulabileceğiniz
bir kaynak oluşturmak amacıyla bu metni hazırladım.

Bu grip salgını ile bildiğimiz grip arasındaki farklar neler? Bu salgının
geçmiş yıllardaki grip salgınlarından başlıca iki farkı var:
yepyeni bir virüs tarafından meydana getirilmesi gençlerde ve sağlıklı
kişilerde de ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmesi.

Bu gribin o kadar da tehlikeli olmadığı söyleniyor? Hastalığa yakalanan
vakalarda ölüm oranı 1/1000 olarak bildirilmekte.

Bu grip toplum için bugünkünden daha büyük bir tehlike oluşturabilir mi?
Virüsün bu yayılma hızının sonucunda, yapısal bir değişiklik geçirerek daha
tehlikeli ve öldürücü nitelik kazanması olasılığı yüksek. Uluslarası sağlık
otoritesi olarak kabul edilen Dünya Sağlık Örgütü ya da ülke sağlık
bakanlıkları arasında bir görüş birliği var mı? Virüsün öldürücü potansiyeli
ve yayılma hızının öldürücülüğü daha da arttırma olasılığı tehlikeleri göz
önüne alınarak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bazı önlem ve öneriler
geliştirildi. Üye ülkelerin bu önlem ve öneri paketini uygulaması
bekleniyor. Ülkemizdeki uygulamalar bu çerçevede yapılmaktadır. Aşılar da,
Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri doğrultusunda geliştirilmiş ve uygulanmaya
başlanmıştır.

Her tedavi gibi bu uygulamanın da yan etkiler ve riskler getirebileceği
bilinmekle beraber, bu risklerin boyutu yetkili kurumlarca değerlendirilerek
onaylama işlemleri yapılmaktadır. Mevcut H1N1 aşısının, uygulanmakta olan
çok dozlu grip aşılarından risk profili açısından bilinen bir farkı yoktur.
Katkı maddesi olarak kullanılmakta olan “squalene”in yeterince denenmemiş
olduğu söylenmekle birlikte, bu madde son 12 yıldır bazı aşıların içinde yer
almaktadır ve şu ana kadar bildirilen ciddi bir olumsuz etkisi
bulunmamaktadır. Her gün yüzbinlerce yeni kişide uygulanıyor olmasından
gözlenen sonuçlar ve maddenin olası riskleri uygulamayı caydırıcı
gözükmemektedir.

Bu çerçevede öncelikle bir doktor olarak, H1N1 pandemi aşısının, tehlikeli
bir salgın hastalığı önlemek üzere uygulanması için karar ve onay verenlerin
görüşlerine ve uzmanlıklarına güvenmekteyim. Bir anne olarak da, bu yönde
davranmaktayım. Avrupa ilaç denetim kurumu (EMEA) onayını almış olan
aşıların kullanımının TC Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulmuş enfeksiyon
hastalıkları, halk sağlığı ve mikrobiyoloji alanındaki bağımsız akademik
uzmanlardan oluşan kurulun planlaması doğrultusunda hareket edilmesinin
doğru ve uygun olduğu kanaatindeyim. Kararlarınızı verirken, konuyla ilgili
bilgi ve uzmanlığı kanıtlanmış, sorumluluk taşıyan kişi ve kuruluşlardan
gelen bilgi ve önerileri uygulamanızı tavsiye ederim. Bu konuyu daha fazla
irdelemeyi arzu edenler için bilim kılavuzluğunda hazırlanmış öneri ve
tartışmalara yer veren websitelerinin adreslerini aşağıya listeledim. Ayrıca
ekte Marmara Üniversitesi tarafından hazırlanmış olan yol gösterici bir yazı
ve DSÖ çalışanlarından Dr Ümit Kartoğlu’nun konu hakkında hazırladığı bir
yazıyı bulacaksınız.

http://www.who.int/csr/disease/swineflu/frequently_asked_questions/vaccine_p
reparedness/safety_approval/en/index.html

http://www.who.int/csr/disease/swineflu/en/index.html

http://www.cdc.gov/H1N1flu/guidance/exclusion.htm

http://www.grip.saglik.gov.tr

Dr. Şule Yazgan

Bu yazıya ek olarak Şule Hanım 2 farklı belge de vermiş.

Bunlardan biri “Pandemiye Karşı Savaş ve Meslek Ahlakı” isimli bir yazı. Yazan Doç. Dr. Ümit Kartoğlu,Dünya Sağlık Örgütü Aşı ve Biyolojik Ürünler Departmanı Bilimsel Danışmanı

Yazıda bizlerin aramızda konuştuğu ve çok da netleşemediğimiz şüphelerle ilgili bilgi akışı var. İlgilenenlere bu yazıyı da yollayabilirim.

İkincisi ise Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD‐Enfeksiyon Kontrol Komitesi tarafından yayınlanmış bir dosya. Burada ise kimlerin risk altında olduğundan, örneklerin nasıl alındığına kadar pek çok bilgi var.

Her iki yazı çok kapsamlı ve çok uzun.

Tüm bunların dışında, sağolsun Duygu da kendi doktorundan gelen ve Şule Hanım’ın yazısını doğrulayan bilgiler içeren bir yazı yolladı.

Tüm bunlar acaba kafaları netleştirmeye başlayacak mı dersiniz? Galiba hepimiz aşı korkumuzu yenecek ve çocuklarımıza aşı yaptıracağız.

Zeynepcim ve İpekcim ikinize de Şule Hanım’ın yolladığı yazıyı paylaştığınız için tekrar teşekkür eder, kocaman öperim (artık sadece sanal ortamda öpüşüyoruz malumunuz)