Çocuklardaki hayal gücü inanılmaz. Hem hiçbir şeyden pek çok şey yaratma yetileri var, hem de bu yarattıklarından korkuları…
Mayacık da evimizin bir bölümünden görünen kocaman iki çam ağacına nedense “Budun Ağacı” diye isim takmış. Üstelik bu iki ağacı gayet korkunç görüyor minik gözleriyle.
Her yemeğe oturduğumuzda ya da her garaja girerken o kocaman halleriyle karşımıza dikilen heybetli çam ağaçları benim miniğim için kızgın birer Budun Ağacı.
“Anneee, bak Budun Ağacı bize bakıyor” diyor Mayacık korku dolu bir sesle.
Hem onun hayal gücünü kısıtlamamaya çalışan, hem de işin doğrusunu öğretmeye çalışan ben arada kalmış zavallı bir anne olarak, “Mayacım onun bir diğer ismi de çam ağacı biliyorsun değil mi?” diyorum.
“Hayır! O Budun Ağacı! Çam ağacı başka anne! Ben biliyorum. Sen şaka mı yapıyorsun??!!!” diye kükrüyor minik aslanım.
(Bu arada nedense şaka yapmak sanki kötü bir şeymiş gibi algılanıyor bizim bızdık tarafından. Sanki yalan söylemenin kibarcası – gerçi düşünürsek bazı durumlar için doğru sayılabilir.)
Konuyu uzatmamak için susma hakkımı kullanıyorum.
Derken dışarıda gök gürüldemeye başlıyor. Zavallım gözleri kocaman kocaman olarak dehşet içinde bana sarılıyor.
“Anneeee bak Budun Ağacı kaşlarını çattı ve davul çalmaya başladı.”
“Mayacım, bu gök gürültüsü. Bulutlar kendi aralarında eğleniyorlar, davul çalıyorlar. Çam ağacı, ay pardon yani senin Budun Ağacı sadece onları dinliyor, hem yağmur da hoşuna gitmiştir. Ağaçlar yağmuru çok sever biliyor musun? Sonra başka hangi canlılar yağmuru severdi Mayacım? Sayalım mı?” falan diyerek konuyu değiştiriyorum.
Artık konu değiştirmede uzman oldum. İşin korkulacak tarafı kendi yaşıtlarımla da konuşurken istemediğim bir konuya giriliyormuş gibi hissettiğim an usta bir manevrayla konuyu değiştiriyorum. Bu bızdıklardan daha öğrenecek çok şeyimiz var.
Bu arada dedesine geçen gün nasıl bu yüksek sesten korktuğunu anlatırken, dedesi ona, “Mayacım neden gök gürüldüyor biliyor musun?” diye sordu. Kocaman gözlerini daha da açarak başını iki yana salladı. Bukleler bir sağa bir sola gitti. Hayır cevabını aldığını gören dedesi devam etti, “Çünkü bulutlar birbirine sürtünüyor ve orada elektrik oluşuyor. Bu da hem ışık hem de ses çıkmasına sebep oluyor.”
Bir sessizlik…
Acaba anladı mı diye düşünürken (Zira açıklamayı dinlerken ben bunlar aklında kalmaz herhalde diye düşünüyordum – klasik hata),kızıcık saymaya başladı: “Budun Ağacı, davul, bulutlar, elektrik, gürültü.”
Gülmeye başladık. Evet anlamıştı.
İşin içinde;
Korktuğu Budun Ağacı var
Davullar çalıyor
Bulutlar var
Bir şekilde bir elektrik oluyor
Ve sonuç: bol gürültü (ve tabii korku)
Şimdi ne zaman gök gürüldese yukarıdakilerden bir ya da daha fazlasını sıralıyor hemen.
Her şeyi anlıyor onlar, yeter ki ilginç bir şekilde anlatabilmeyi biz becerelim.