Altı dürüst adamım var bana hizmet eden.
Tüm bildiklerimi onlardan öğrendim ben.
Adları, ‘ne’ ve ‘neden’ ve ‘ne zaman’ ve
‘nasıl’ ve ‘nerede’ ve ‘kim’ dir onların.
R.Kipling
Soru sormak, daha da önemlisi doğru soruyu sormak insanın hayatındaki her ince detayı, aldığı her kararı değiştirebiliyor. Küçücük yaştan ondan istenilen şeylerin nedenini, nasılını sorgulayan bir minik, yaptıkları ile ilgili daha bilinçli, daha bilgili olabiliyor. Bunun faydasını ilerideki yaşantısında, iş hayatında da görüyor.
Soru sormanın “ayıp” olarak nitelendirildiği, fazla soru soranlara “işgüzar” denilen ülkemizde bu konuda atılması gereken pek çok adımın, aşılması gereken tonlarca engelin olduğunun çoğumuz bilincindeyiz.
İşte bu nedenle, benim gibi bu konuya kafa patlatan veliler, bızdıklarımıza okul seçerken onların kendilerine olan güvenlerini geliştirecek, sorgulayan ve analiz edebilen gençler yetiştirebilecek kurumlara kayıyoruz.
Bana “dersaneyi ayağınıza getiriyoruz” diyen gururlu işletmecinin çalıştığı müessese değil de, “çocuğunuzun kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak yöntemleri öğretiyoruz” diyen kalbimi kazanıyor.
Neyse efendim, işte minicik yaşta çocuklara soru sormanın son derece normal ve gerekli olduğunu vurgulayan, Artemis Çocuk Yayınları tarafından çıkarılmış, “Maya’nın Günlüğü” kitap serisinden bahsetmek istiyorum biraz. Okul öncesi yaştaki bir miniği anlatan bu kitap serisi, yeni okumayı öğrenen bızdıklar için el yazısı olarak da basılmış durumda.
Rudyard Kipling’in bu altı, dürüst adamı, İpek Ongun’un “Maya’nın Günlüğü” serisinin interaktif kitaplar olmasını sağlıyor.
“Haydi Tanışalım” ilk kitap.
Bu kitapta baş karakter Maya, kendini ve ailesini anlatıyor.
Odası, oyuncakları, annesi, onunla ilişkisi (bazen ona kızsa da aslında annesini çok seviyor), bir günde neler yaşadığı tek tek anlatılıyor.
Bu anlatım esnasında sayfaların altında okuyucuya yönelik sorular bulunuyor. Kendi yaşantısı, hisleriyle ya da tamamiyle hikâyedeki bir görüntüyle ilgili sorular yöneltiliyor. Bu da minik bir çocuğun kitabı daha fazla özümsemesini, kendinden bir şeyler katmasını sağlıyor.
Her kitapta, son sayfada altı tane soru var, “altı dürüst adam”dan. Bu sorular tamamiyle okunmuş hikâye ile ilgili. Böylelikle bızdığınız hikâyeyi ne kadar anladığını da ölçmüş oluyor. Yazar, kitabın sonunda “Haydi sen de bir soru sor!” diyerek okurunu soru sormaya teşvik ediyor.
“İşte Benim Ailem”, minik Maya’nın aileyi daha kapsamlı anlattığı bir kitap. Burada pek çoğumuzun yaşadığı aile toplantısı anlatılıyor.
Babaanne – dede evinde Maya’nın kuzenleriyle buluşması, her yaştan aile üyelerinin bulunduğu sıcacık bir ortam, aile birlikteliğini önemseyen ve bunu aktarmak isteyen büyüklerin bızdıkları ile paylaşmak isteyecekleri detaylar.
Babası ile Maya’nın sıcak ilişkisi yeni nesil ebeveynliğin de bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Yani baba korkulması gereken bir kişi değil, çocuğuyla paylaşımlarda bulunan, onu seven ve kollayan aynı zamanda onunla oyun oynayabilecek kadar da “genç ruhlu” birisi 🙂
Yine sorular var bol bol, gerek her sayfanın altında, gerekse kitabın sonunda.
“Güzel Bir Gün”, Maya’nın güneşli bir günde yaşadıklarını anlatıyor. Bahçeye çıkan Maya, bitkileri bahçıvan Ali Amca sayesinde keşfediyor. Kelebekler, bahçedeki kediler hepsi, hakkında konuşulacak ve öğrenilecek birer konu.
Arkadaşlarıyla keyifle oynayan Maya, eve dönmek istemiyor. (Tanıdık geldi mi size de?) Ancak nefis bir banyo ve kitap okuma sözünü alınca kendini evde buluyor.
Akşam yemeği ve yatak faslına kadar Maya’nın bir gününe tanık oluyoruz.
Peki bızdıklar günlerini nasıl geçiriyor? İşte bu da cevaplanması gereken sorulardan.
Ve son kitap, “Haydi Oyuna”, Maya’nın gittiği oyun grubunu anlatıyor. Pek çok miniğin yaşadığı ya da yaşayacağı bir dönemi adım adım Maya ile yaşıyoruz.
Okula en başta gitmekten çekinmesi ama sonra çok alışması ve oradan eve dönmek istememesi. Resim yapması, müzik dinlemesi, yaptıklarını akşam babası ile paylaşması. Ve gururlu babanın minik ellerle yapılan o resmi ofisine götürmesi.
Yüzünüzde bir gülümsemeyle okuyorsunuz. Tabii yanınızda her zaman “altı dürüst adam”.
İpek Ongun bu hafta TÜYAP Kitap Fuarı’nda. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi kendisi üç gün Artemis Yayınları standında kitaplarını imzalayacak. Detaylar şöyle:
23 Kasım saat 14:00
24 Kasım saat 16:00 / 15:00-16:00 Marmara Salonu “Keşke…ler ve iyi…ler” başlıklı konuşma
25 Kasım saat 13:00
“Maya’nın Günlüğü” deyince, Cuma günü çok özel bir aktivitemiz var. Bu hafta Bambino Oyuncak 22 yaşını doldurup, 23’e adım atıyor!!! Bu özel günü kutlamak için sevgili Aynur Hanım benden okumalı bir aktivite düzenlememi rica etti. Bir süredir bunu istiyordu fakat itiraf edeyim, Bambino’nun konseptine uygun olarak, ben onu yaratıcı oyuncaklarla aktivite yapması yönünde teşvik ediyordum. Kitapları kitabevinde okumak lazım diyordum.
Yakın zamanda Aynur Hanım çocuklara farklı kitaplar da sunmaya başladı. Bunlar arasında yer almasını istediği “Maya’nın Günlüğü” serisini de benim okumamı rica etti.
Ben de şöyle bir aktivite düşündüm: önce “Maya’nın Günlüğü” kitaplarından seçmeler okuyacağız, bol soru sorup cevap vereceğiz. Sohbet edeceğiz yani. Sonra herkes kendi kitabını yapacak. İster burada olduğu gibi okuldan bir günlerini ya da aile yaşamlarını anlatabilirler, isterlerse bambaşka bir konuda olabilir kitapları. Nasıl isterlerse. Minik yazarları, çizerleri serbest bırakmak lazım diye düşünüyorum ben.
Aktivitemiz 23 Kasım, Cuma günü saat 17:00’de Etiler Alkent Bambino’da olacak. Çoğunuz biliyorsunuz ama hatırlatmakta fayda var: geleceğinizi mutlaka önceden Aynur Hanım’a bildirin lütfen ve gelemeyecekseniz de önceden haber verin çünkü minik mekâna ancak 8-10 çocuk sığıyor.
Kontakt bilgileri: aynur@bambinooyuncak.com / 0212-352 8182 / 0535-715 8045
Bambino’nun 22 senelik geçmişini sizlerle birlikte kutlayacağımız için çok ama çok heyecanlıyım!
Category: Aktiviteler, Kütüphane
One Comment