Kaos+Kaos+Kaos

Okullar açılıyor ve ortalık karışıyor. 4+4+4 sistemini hâlâ kimse çözebilmiş değil. Tüm çocuklu ortamlarda bu konu konuşuluyor.

Kimisinin okulu birdenbire imam hatip oluvermiş, evinin yanındaki okula arkadaşlarıyla memnun mesut giden çocuk şimdi imam hatipte mi okuyacak? Değilse, yeni okul nerede olacak, iyi midir, değil midir,… Arkadaşlar dağılacak her yere. Birdenbire.

Kimisi çocuğunun belirtilen ayı doldurmuş olmasına rağmen ilköğretime hazır olmadığını düşündüğünden rapor alıp aynı seneyi tekrarlamasını göze alıyor. Kafalarda “Bu raporlar ileride çocuklar için olumsuzluk yaratabilir mi?” sorusu.

Öte yandan okullar karışmış durumda. Raporunu almış ve okul öncesinde devam etsin diyen velilere, “Çocuğunuzu ancak bekleme listesine alabiliriz.” diyen okul ile veli çatışması. (Çünkü okul, ‘okul öncesi’ sınıfını doldurmuş bile…)

Kısacası herkes ve herşey birbirine girmiş durumda.

“Öğrenci sayısı o kadar arttı ki, çocukları ikiye bölmek gerekecek, bir gurup sabah karanlığında okula gidecek, diğerleri akşam karanlığında okuldan çıkacak.” lafları.

Eğitimi ne kadar kaliteli hâle getirecek bu yeni sistem? Eskiye göre nasıl bir fayda sağlayacak öğrenciye? Özetle, ne için yapıldı bu değişiklik? Belli değil.

Bir izahat yok, uygun bir planlama yok.

Yepyeni bir eğitim sistemini altı ay içerisinde uygulamaya koyan, eğitim sistemi zaten oldukça eksik ve hatalı bir ülke olan Türkiye de çok büyük bir yanlış yapılıyor. Çocuklar harcanıyor.

Çocukluğumda da eğitim sisteminin kötülüğünden konuşurdu ebeveynler. Ezebere dayalı, akılda kalmayan bir sistemdi. Şu anki duruma baktıkça, gerek eğitimcilerin yetersizliği, gerek okulların eksiklikleri ve kimsenin anlamadığı bu garip sistem ile, olan minicik çocuklara oluyor.

Hürriyet yazarlarından Mehmet Y. Yılmazİntikamı çocuklardan alıyorlar” başlıklı yazısında bu konuya çok güzel değinmişti.

Yılmaz burada, daha önceki bir yazısına gelen yorumlardaki yanlış anlamayı netleştirmek adına şöyle diyor:

İmam hatiplerin ortaokullarını açabilmek amacıyla bütün eğitim sistemini altüst etmiş olmalarına karşıyım.”

İcat ettikleri 4+4+4 yıllık sözde kesintisiz eğitim ile okula başlama yaşını beş yaşına kadar düşürmelerine, bunu yaparken çocukların mental ve fiziksel gelişme düzeylerini hiç düşünmemelerine karşıyım.

Beş yaşındaki çocuklar ile yedi yaşındaki çocukların aynı sınıfta okula başlamalarının yaratabileceği sakıncaların dikkate alınmamış olmasına sinirliyim.

Sınıflardaki öğrenci mevcudunun düşürülmesi için çaba gösterilmesi yerine bazı okulları imam hatiplere tahsis ederek, sınıf mevcutlarının şişirilmesine karşıyım. 50-60 kişilik sınıflarda, aralarında bu kadar yaş farkı olan çocukların yeterli eğitim alamamaları tehlikesine dikkat çekmek istiyorum.

Beşinci sınıfların ortaokulun ilk sınıfı hâline getirilmesiyle ortaya çıkacak sınıf öğretmeni fazlasının insan kaynaklarının ziyan edilmesi anlamına geldiğini söylüyorum.

Birçok okul imam hatip ortaokuluna dönüşecek, insanlar çocuklarını ya başka okula göndermek zorunda kalacaklar ya da mecburen imam hatibe göndermek durumunda olacaklar. Bu demokratik bir durum mudur?

diye devam ediyor.

Böyle bir uygulama değişikliğinin eğitimciler arasında tartışılmadan, gelişmiş ülke modelleri ile karşılaştırılmadan, gerekliliği hakkında ciddi bir araştırma yapılmadan, getiri ve götürüleri irdelenmeden ve her şeyden önemlisi alelacele uygulamaya konulması herhalde dünya çapında okullarda “eğitimde yapılmaması gerekenler” konulu bir ders olarak çalıştırılacaktır.

Tüm bunlar yaşanırken okulların açılmasına kim heyecan duyabilir ki?

Hangi veliler, hangi minik öğrenciler ve hangi öğretmenler?

One Comment

  1. EceEÜ
    BİR SÜRE ÖNCE YAPILAN AÇIKLAMA ŞÖYLEYDİ HATIRLARSAK; "DİNDAR BİR NESİL YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ" DOLAYISIYLA, MAALESEF, HÜKÜMETİMİZ TARAFINDAN "ÖNEMLİ OLAN, DİNİ EĞİTİM VEREN EĞİTİM KURUMLARI, GERİSİ BİZİM KONUMUZ DEĞİL" DENİYOR SANIRIM :(
    Reply 6 September 2012 at 10:39

Leave a comment