Kayınvalide kelimesi “kaim” ve “valide” kelimelerinden türemiş. Yani anne yerine kaim olan, anne yerini dolduran demek.
Gerçekte, herhangi bir kişi bebekliğinizden beri sizi koşulsuz şartsız seven, koruyan, destek olan annenizin yerini doldurabilir mi? Çok zor olsa gerek. Ama yine de bir anne sıcaklığıyla yaklaşan kayınvalidenize siz de aynı yaklaşımı gösterebildiğiniz anda ilişki farklı bir boyuta geçiyor.
Ahu’dan çıktı fikir. Kayınvalide – gelin yemeği yapalım diye. Öylesine değil tabii. Biz üç arkadaştan daha eski bir dostluk var üç kayınvalidenin arasında. İkisi okul yıllarından, üçüncüsü çocuklarının arkadaşlığından edinilmiş, seneler içerisinde erimemiş, güçlenmiş bir arkadaşlıktan bahsediyorum.
Biz üç gelin ise, çocuklarımız iki yaşındayken tanıştık. Gymboree sağolsun 🙂
Bir baktık kayınvalidelerimiz arkadaş. Üstelik eşlerimizin de arkadaşlığı çok eskilere dayanıyor.
Bu nedenle çok anlamlı bir yemekti bizimki. Geç bir anneler günü kutlamasıydı bir anlamda. Günlere takılı kalmamak lazım zaten.
Ahu’dan ikinci güzel fikir geldi: birer ufak hediye alalım, çekiliş yapalım. İşin eğlencesi. Bütçesini de belirledi. Tamamdır o halde. İş çok kolay 🙂
Ayşe Teyze ilk yorumu yaptı: “Bu kadar ucuz hediye hiç benim tarzım değil ama neyse…”
Kahkahalar yükseldi masadan. Zaten tüm öğle yemeği boyunca güldük, konuştuk, her kafadan bir ses çıktı, alakasız konular birbirini takip etti, başarılar kutlandı, yenileri için dilekler dilendi.
Eski dönemler şimdiki zamanla karşılaştırıldı, bizim çocuklarımızın hâl ve durumlarını çözmede genetik bağlantılar arandı ve tabii ki bulundu 🙂
“Ben de küçükken çok çekingendim, babanız da…” diyen kayınvalideme arkadaşlarının birinden doğrulama, diğerinden “Aaaa ben senin o hâlini hiç bilmiyorum!” yorumu…
Genco’nun annesinin boynundaki kolyeyi çikolata sanıp, “Anne neden benim çikolatamı takıyorsun?” diye ağlaması…
Kerem’in ablası Serra’yla o minicik hâline bakmadan yarış içine girmesi…
Ve daha niceleri…
Bulunduğumuz mekânda en çok sesin çıktığı, öte yandan en kendi hâlinde masaydık herhalde. Etrafla hiç alakamız yok.
Gelinler Ahu, Zeynep ve bendeniz kayınvalidelerimize oğullarını bu dünyaya bahşettikleri için teşekkür ederken, onlar da ne yapsınlar, bizim gibi kızları oldukları için çok mutlu olduklarını söylemek zorunda kaldılar 🙂 Kibar hanımların hâli başka oluyor…
Şaka bir yana, genelde iletişim konusunda kadınlar daha başarılı erkeklere göre. En azından aile ve arkadaş konusunda böyle. Dolayısıyla oğullarının eşleriyle sıcak bir ilişki kurmayı başarmış anneler, oğullarıyla daha sık haberleşebiliyor, torunlarıyla da daha sık görüşebiliyorlar. Bu biz yeni nesil anneler için, bu, gelecekte aklımızda tutmamız gereken önemli bir detay.
Hep kaynana-gelin yorumları yapılır. Bu ilişki hep sorunlu olarak anlatılır. Genelde erkeğin annesinin, oğlunu gelininden kıskandığı ve bunun erkekle, eşi arasında bir sorun olduğu konuşulur. Doğrudur. Bir annenin oğlunu bir başka kadın ile paylaşmasının zorluğu belki kızını bir erkekle paylaşmasından farklı olabilir. İşin psikolojik konumlandırmasını bilemiyorum.
Tek bildiğim, biz üç kadının karşı taraftan sadece açık kollar gördüğümüz. Üstelik şakalaşabileceğimiz, dertlerimizi paylaşabileceğimiz, akıl alabileceğimiz üç tecrübeli, kültürlü kadın bizlerin kayınvalideleri.
Bize sadece bu kollara koşmak ve tabii kendi çocuklarımızın da bizler kadar şanslı olmasını dilemek kalıyor. Nice kaim valide günlerine 🙂
Category: Genel, Günlük Hayat
11 Comments