Hastalıkla Savaşmak

En başta benim Mayacık olmak üzere etrafımda pek çok büyük ve küçük hasta. Şu aralar etrafta anlaşılamadık ve maalesef uzun soluklu çözüm bulunamayan bir salgın var. Hatta birden fazlası varmış.

Bu konuyla ilgili Haber Türk Gazetesi yazarlarından Balçiçek Pamir’in geçen gün “Domuz kuş köpek… Ne gribi yaşıyoruz da haberimiz yok?” başlıklı bir yazısı vardı. Kendisi de aynı dertten muzdarip.

Ortalık bu şekilde olunca hastalıkları önlemek çok daha fazla önem taşıyor. Bu konuda doğru beslenme, bol hareket, gerekli doğal vitaminlerin alımı gibi önemli faktörlerin en başında hijyen geliyor.

Kısa bir süre önce tüm dünyada hijyen günü kutlandı. İstanbul’da da bu çerçevede Türkiye Hijyen Platformu gerçekleşti. Bu platform ile ilgili güzel bir yazı dizisi vardı Sabah Gazetesi’nde. Esra Tüzün “Sağlığınız İçin Nasıl Hijyen Sağlarsınız?” başlığı altında çeşitli uzman görüşlerine yer verdi. Ben de yazı dizisinin tamamlanmasını takiben sizlerle önemli bulduğum noktaları paylaşmak istedim.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr.Hilal Mocan, Avrupa Hijyen Konseyi başkanı Prof.Dr.John Oxford, Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Osman Hayran ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof.Dr.Günsel Kılınç ile görüşmüş Sayın Tüzün.

Ortak görüş kişisel ve toplumsal hijyenin çok önemli olduğu yönünde. Bunun da ilk şartı ellerin bol sabunlu su ile 15 saniye boyunca yıkanması.  Günde ortalama 8-10 defa özellikle yemeklerden önce ve tuvaletten sonra yıkanmasının önemi vurgulanıyor. Çocuklara mutlaka ve mutlaka doğru el yıkamanın evde ve okulda öğretilmesi, doğru yıkadıklarından emin olana kadar da gözlemek gerektiği söyleniyor. (Bu arada güzel bir öneri, çocuğunuz iki defa iyi ki doğdun şarkısı söylerse 15 saniye oluyormuş. Kolay değil mi? Biz uygulamaya başladık bile!)

Prof.Dr.Hilal Mocan’ın buna ek olarak vurguladıkları ise şöyle:

  • Özellikle salgın dönemlerinde okula giden çocukların çantalarına antibakteriyel jellerden konulmalı ve çocuğa nasıl kullanacağı öğretilmeli.
  • Sınıfların ve evlerin yaklaşık saatte bir havalandırılması gerekiyor. Özellikle çocuklar uyumadan önce odalarının 15 dakika havalandırılmasını öneririm.
  • Sadece sabun kullanılması ve el hijyeni ile ilgili eğitimlerin, cilt enfeksiyonlarını yüzde 34, ishalle bulaşan hastalıkları yüzde 55, pnömiyi yüzde 50 oranında azaltır, hastalık süresini ve şiddetini daha da kısaltır.
  • Tüm hijyenik kuralları uygularken aşırıya kaçmak, çocuğu aşırı hijyenik ortamda büyütmek, onun daha sağlıklı olmasını sağlamaz. Aksine olumsuz sonuçlara neden olabilir. Aşırı hijyen sağlamak için kullanılan ve kimyasal içeren çeşitli temizlik malzemeleri, çocuklarda görülen alerjik hastalıkları artırmaktadır.
  • Ayrıca aşırı temiz ortamda büyüyen çocuklarda “T yardımcı 1” hücreleri düşüyor. Bazı hastalıklara açık hale geliyorlar. Antibakteriyel sabunlarla eller yıkandığında yüzde 99 temizlenir. Kalan yüzde bir, çocuk için gereklidir ve bağışıklık sistemi için önemlidir
  • Normal doğum sırasında çocuklar bağışıklık sistemleri için çok önemli olan bazı bakterileri alıyorlar. Sezaryenle doğanlarda bu bakteriler ancak altıncı ayda tamamlanıyor. Yani çocuğun savunma sistemi için doğum şekli de önemli.
  • Bebek odasının zemini mermer ya da seramik gibi soğuk ve sert bir malzeme ile kaplı olmamalıdır. Alerjik özelliği nedeniyle ve temizlik açısından zor bir malzeme olduğundan duvardan duvara halılar da doğru seçim değildir. En uygunu hem sıcaklık, hem yumuşaklık, hem de hijyen açısından çok kullanışlı olan ahşap malzemeler ya da mantar parkelerdir.

Prof.Dr.Günsel Kılınç ise şu konuları vurgulamış:

  • Geçen sene baş gösteren domuz gribi salgınında alınan önlemler pek çok hastalığın önlenmesini de sağladı. Bu yıl el yıkama alışkanlığı azaldı, insanlar daha az dikkat ediyor ancak gribin ikinci dalgası ile etkili olmaya devam ediyor. Gripte bulaşma, el sıkışma, öpüşme ya da havada asılı mikroplu taneciklerin solunması ile olur.
  • Grip mevsimlerinde toplu yerlerde vakit geçirmemek, tokalaşmamak, öpüşmemek gerekir. Bilgisayar, cep telefonu, kapı kolları ile temas etmekten kaçının. Özellikle el hijyeni çok önemli.

Prof.Dr.John Oxford mutfakların tuvaletlerden daha pis olduğunu söylüyor:

  • Evin içerisindeki en mikrobik yerler: banyo küveti kenarları, buzdolabi içi, buzdolabı tutacağı, mutfak havlusu, su ısıtıcısı, bilgisayar klavyesi, bebek arabasının tutacağı.
  • Bunlar dışında lavabo, bulaşık süngeri de sık temizlenmesi gerekenlerden.
  • Evdeki mikrop miktarı bizi çok şaşırtıyor ve dehşete kapılıyoruz… Özellikle çocuklar bakteri ve mikropları eve taşıyor. Sokaktansa evde bakteri bulaşma ihtimali daha yüksek. Çünkü çocukların mekan kavramı yoktur.  Bakteriler çocuklardan birbirlerine daha kolay bulaşabilir. Onlar da eve geldiklerinde ebeveynlerine bulaştırırlar.
  • Çocuklar eve gelir gelmez ellerini yıkamalılar. Birinin başlarında olup düzgün bir şekilde el yıkmasını sağlaması gerekiyor. Oyunlarla bu alışkanlık sağlanabilir.
  • Yolculuklarda en büyük sorun aslında uçakta değil, havalimanına gitmek için bindiğiniz takside! Havalimanında  beklediğimiz lobide… Çünkü modern uçaklarda hava oldukça iyi şekilde filtreleniyor. Aslında uçağın içindeki hava ameliyathanelerdeki gibi. Yani uçağın içerisindeyken enfeksiyon kapma riskiniz oldukça düşük.

Prof.Dr. Osman Hayran’ın üzerinde durduğu noktaların bazıları ise şu şekilde:

  • Yetişkinlere her gün banyo öneriyoruz ancak aynı şey bebekler için geçerli değil. Bebeklerin her gün yıkanmasına gerek yoktur, gün aşırı yıkanması daha sağlıklıdır.
  • Bireylerin kendi hijyenlerine özen göstermesinin yanısıra toplumda da hijyen anlayışının gelişmesi önemlidir.
  • Fanus içerisinde yaşayamazsınız. Çevrenizdeki insanlar temizlik konusunda duyarsızsa siz istediğiniz kadar elinizi yıkayın sonuç yine değişmez.
  • Basit yaralanmalarda enfeksiyonu önlemek için yara yerini bol temiz su ile yıkamak ve uygun antiseptik ile temizlemek çoğu zaman yeterli olabilir.
  • Günlük hayatta hastalıklardan korunmak için genel hijyen kurallarının başında sık sık banyo yapmak ve çamaşırlarınızı değiştirmek geliyor.
  • Akşam yatmadan ve sabah kahvaltısından sonra dişlerinizi fırçalamak.
  • Yaşanılan ortamlarda oluşan atıkları ve çöpleri bekletmeden ev en uygun yöntemlerle uzaklaştırmak.
  • Bulaşıcı hastalığı olduğunu bildiğimiz kişilerle temastan kaçınmak, temas edilmesi kaçınılmazsa bulaşma yollarına yönelik koruyucu önlemler almak.
  • Yaşanılan mekanların havasını temiz tutmak, zaman zaman (saat başı) havalandırmak.

Bu yazı dizisinde yukarıdaki kıymetli kişiler daha pek çok faydalı bilgiler vermişler ve Sayın Tüzün bunları çok güzel aktarmış. İnternetten girip okumanızı öneririm.

2 Comments

  1. Biz de hastalıktan kurtulamadık bu yıl. Ve gerçekten de etrafımızda çoğu çocukta bu şekilde... İşimize yarayacak çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık.
    Reply 25 January 2011 at 10:10
    • Defne
      Çok çok geçmiş olsun! Bir an evvel kurtulsak şu hastalıklardan...
      Reply 25 January 2011 at 18:54

Leave a comment