Türk toplumu çocuk sever diye bilinir. Sokakta çevirip çevirip miniğinizin yanağını sıkar tanımadığınız insanlar. Yeni doğmuş bebeklere daha da fazla bir ilgi vardır. Kendilerince zarar vermemek için annenin dehşet dolu bakışları arasında bebeğin elini öperler. Oysaki bebek zaten ellerini vücudunun iki yanında tutmaz ki, hep ağzındadır o eller.
Türk halkının sevgisi bu kadarla kalıyor maalesef. Bunun dışında gerçekten çocuğu kollayan, çocuklu ailelere destek olacak kapsamlı sistemler var mı Türkiye’de?
Çocuklar küçücük yaştan itibaren çalıştırılıyor, çocuğa daha doğmadan “iş gücü” olarak bakan ebeveynler çok. Çalışmak yerine dileneceği zaman bile çocuğunu kullananları sokaklarda görüp, sırf o minicik vücuda acıdığımız için, yanlış olduğunu bile bile, para verdiğimiz olmuyor mu?
Bir araba koltuğu yasası çıktı. Kim uyguluyor? Kim kontrol ediyor?
Bırakın uygulamayı, bu devirde hâlâ çocuğunu ön koltuğa kemersiz oturtanlar var. Ya da Pazar gezmesine giderken balık istifi gibi alt alta üst üste arabaya doluşmuşlara ne demeli?
Kaç tane apartmanda, alışveriş merkezinde otopark çıkışları yürüyen merdiven değil de bant? Bebek arabalı bir anne restoranlara rahat girebiliyor mu yoksa sürekli önüne merdiven engeli mi çıkıyor?
Bizim sitenin bile asansörleri güya yenilendi. Bebek arabası zor giriyor, kapılar tam kapanmıyor. Hep sorun yaşanıyor.
Çocukların gördüğü tacizleri, önlerinde cinayet işlenmesini gazetelerden okumuyor muyuz?
Doğum izinlerinin kısalığına, hatta babaların hiç izin yapamamasına değinmiyorum bile.
Benim buraya kadar belirttiğim örneklerin hepsi sosyal içerikli.
Yazılarını kaçırmadığım Şükrü Kızılot ise işin finansal boyutunu ele almış geçenlerde yazdığı “İngiltere’de çocuklar ve yaşlılar”başlıklı yazısında.
“İngiltere’de çocuk doğduğunda, ailesinin gelir durumuna bakılmaksızın verilen ‘süt parası’, evde çocukları yalnız bırakan ailelere uygulanan ağır cezalar, çocuklara yönelik özel eğitim, verdikleri değeri gösterebilmek açısından sadece birkaç örnek…”
diyor Kızılot.
Bunun dışında, çocuk kıyafetlerindeki Katma Değer Vergisi (KDV) de sıfırmış. Sadece çocuk kıyafetleri değil biberonu, emziği, kitabı,…
Bizdeyse havyarın bile KDV oranı 18’den 8’e inerken, emzik, biberon ve oyuncağın KDV’si hâlâ 18!
Tüm bunları ele alınca sizce Türk toplumu GERÇEKTEN çocuk seviyor mu?
Category: Çocuklu Olmak, Günlük Hayat
One Comment