Bir Gökkuşağı: Cappadox

Seneler önce işim gereği dünyanın farklı bölgelerinde sıcak hava balonu turları düzenleyen bir grup için birkaç sene üst üste Kapadokya’da çok özel programlar planlama şansım olmuştu. Bu eşsiz bölgeyle ilk tanışmam ta o zamanlarda olmuştu.

Bir balon sepetinden bölgeyi işin uzmanlarıyla keşfetmek (o zamanlar tek firma vardı), sepeti karadan takip edip, inecekleri yerde şık bir piknik ortamı yaratmak bana sonsuz heyecan veriyordu.

Düşünsenize, hiç beklemediğiniz bir anda kayaların arasında karşınıza çok şık sofralar çıkıyor. Ya da  akşam yemeğiniz için sizi zemini halı döşenmiş bir traktöre bindiriliyor, sallana sallana, poponuz acıya acıya (!) bir yerlere götürülüyorsunuz. Niye mi traktör? Çünkü oraya başka araç giremiyor. Tamamiyle doğanın içerisindesiniz. Ve nihayet yemek yiyeceğiniz yere vardığınızda, her yerin mumlarla aydınlatıldığını görüyorsunuz. Birbirinden özel yöresel yemekler çok şık sunumlarla sadece sizin için hazırlanmış. Etraftaki kayalar alttan aydınlatılmış, mistik bir müzik geri planda ortamı destekliyor,… Kendinizi nasıl hissederdiniz, aklınızdan neler geçerdi? Ben işin organizasyon kanadı olarak, kalbimin adeta duracağını düşünüyordum, hem de her seferinde.

İşte tüm bunları yaşayınca bölgeye aşık olmam tabii ki çok kolay oldu 🙂

Daha sonraki dönemlerde keyif için hem eşimle, hem kızıcık doğduktan sonra onu da alarak gittik Kapadokya’ya… Balon sayısının hızlı artışı beni ne kadar tedirgin etse de, bölgede sihir devam ediyordu.

Derken “Cappadox” düzenlendi. Muhteşem bir organizasyon. Bir o kadar da zor! Ama harika oldu. Bu organizasyonda o kadar çok kişinin emeği var ki…Saygı duymamak mümkün değil.

Cappadox’un ardından bu etkinliğin içine birazcık dalalım istedim. İşin arka planı, hedefi, nasılı, nedeni,.. Ben sordum, organizasyonu planlayan ve gerçekleştiren “Pozitif”in “Ahmet Uluğ”u cevapladı.

Seneye Capadox’ta buluşabilmek dileğiyle, keyifli keşifler diliyorum 🙂

Ahmet Uluğ 

Kapadokya’da bir ilk yaşandı. Bölge için, tüm katılanlar için unutulmaz birkaç gündü. Cappadox fikri nasıl doğdu? 

Kapadokya; tarihi, coğrafyası, kültürüyle çok sıra dışı bir yer. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın en güzel, mistik ve heyecan verici coğrafyalarından biri olan Kapadokya’da küresel bir festival düzenleme fikri, Pozitif’in kurucularından rahmetli Mehmet Uluğ’un hayallerinden biriydi. Kapadokya’ya yaptığımız son ziyaretlerle birlikte festival fikrinin ayrıntılarını netleştirdik ve bir destinasyon festivali tasarlamak için çalışmaya başladık. Bu çalışmalar sırasında Argos in Cappadocia’nın ve Gökşin Ilıcalı’nın da büyük desteğini aldık.

Kapadokya’nın kültürel mirası, bir çok uygarlığın izlerini taşıması, eşsiz doğası ve doğal zenginlikleri nedeniyle Cappadox’ta yalnızca müzik değil gastronomi, açık hava etkinlikleri ve çağdaş sanat bir arada yer aldı. Farklı disiplinleri, birbirleriyle ve doğayla uyum içinde bir araya getirmeyi başaran Burning Man, Wilderness, Boom, Latitude, Big Ears gibi festivallerle aynı küme içinde olan Cappadox, yeni deneyimler arayan herkesin buluşma noktası oldu.

CappadoxCappadox hazırlığı ne kadar sürdü? Sizi en zorlayan ne oldu?

Cappadox’un ilk yılı için yaklaşık 8 ay gibi kısa bir sürede yoğun bir tempo içinde çalıştık.

Pozitif, kuruluş öyküsünden başlayarak festivallerle gelişti, büyüdü. Neredeyse Pozitif ile yaşıt Akbank Caz Festivali, Türkiye’nin farklı şehirlerine taşıdığımız Efes Pilsen Blues Festivali, bizi ilk büyük açık hava etkinliğine taşıyan Rock’n Coke gibi… Ayrıca Babylon’un ve plak şirketimiz Doublemoon’un kuruluşu da sadece şirket adına değil ülke adına da birer milattır. One Love da önemli bir dönemeçti. 25 yılı aşkın süredir insanların hayata baktıkları pencereyi biraz daha açabilmek, sosyal ve kültürel hayatı dönüştürmek için çalışıyoruz. Pozitif’in imza attığı festivalleri, mekanları, etkinlikleri, albümleri ve farklı üretimleri göz önünde bulundurursak bazı arayış ve anlayışlardan bahsetmek daha doğru olur. Elbette eğlendirici de olabilen ama aslen ufuk açıcı, yol gösterici, besleyici deneyimler yaratmanın peşindeyiz. Cappadox, Pozitif’in bu arayış ve anlayışlarının büyük kısmını içeriyor; yine paylaşım ve kapsayıcılık arayışındayız. İnsanların paylaşmaya değer bulacağı deneyimler yaratmanın peşindeyiz.

Benimsediğimiz bu anlayıştan yola çıkarak, Cappadox’la Türkiye’de daha önce bir benzeri yapılmamış bir işe kollarımızı sıvamıştık. Elbette zorluklarla karşılaşacağımızı biliyorduk. Bunların başında da Kapadokya’nın zorlu coğrafyası geliyordu. Neredeyse tamamı açık havada olan 67 etkinliği alışık olmadığımız bir bölgede kurgularken pek çok sürprizle karşılaştık.

Cappadox “Şimdi oldu!” dedirten an ne zamandı?

Cappadox boyunca, Uçhisar’da ve Kapadokya’da ellerinde kitapçıklarla sokaklarda dolaşan ve gün boyunca hangi etkinliklere gideceklerini birbirleriyle paylaşan insanlar görmek bize başardık hissini veren şey oldu. Çünkü Cappadox’a gelen herkesin farklı farklı deneyimler yaşamasını arzu ettik. Nitekim tüm katılımcılarımızı bir açık hava aktivitesinden çıkıp bir gastronomi etkinliğine doğru giderken, deneyimlerini birbirleriyle paylaşıyor ve kendilerine özgü bir Cappadox deneyimliyorlardı.

Cappadox sonrası bir döküm yapsak listemize neler koyardık?

Cappadox, 27 farklı mekanda, 24 konser, 21 açık hava aktivitesi, 10 gastronomi etkinliği ve 10 çağdaş sanat eserini bir araya getirdi. Cappadox’un ilk yılında 46 müzisyen, sanatçı, şef ve araştırmacının parmak izlerini taşıyan küresel bir festival oldu. Bu benzersiz deneyimi yaklaşık 5000 katılımcı ile paylaştık.

CappadoxCappadox her sene gerçekleşecek mi?  Başka yerlere de sıçrayacak mı?

Cappadox, yeni deneyimler arayan herkesi davet eden bir festival. İlk yılında gelenlerin keyifle bahsettiği, gelemeyenlerin ise bir sonraki yıl için heyecan duydukları ve şimdiden planlarını yaptıkları bir festivale imza attık. Cappadox her yıl geliştikçe zenginleşecek, değişecek, dönüşecek. Önümüzdeki yıllarda yer aldığı coğrafyanın etkileyici atmosferi ve zengin içeriği ile Cappadox’un uluslararası deneyim festivalleri içinde önemli bir yere ulaşacağına inanıyoruz.

Cappadox’un tüm etkinlikleri Kapadokya’nın kültüründen, coğrafyasından ilham alıyor. Bu nedenle, Cappadox bundan sonra da Kapadokya ve çevresinde gerçekleşecek.

Cappadox bir renk olsaydı ne renk olurdu?

Cappadox’u ifade edecek tek bir renk olduğuna inanmıyorum. Cappadox’u içinde bulunduğu coğrafya, katılımcı kitlesi, etkinlik ve sanatçı yelpazesi ile herkesin kendi renklerini seçebileceği bir gökkuşağı olarak tanımlayabiliriz.

 

Leave a comment