Dostlarla geçen bir gece
Öyle veya böyle değil. Sadece içten, samimi
Olduğu gibi
Hani öyle dostlar ki sizi her türlü hâlinizle kabul etmeye hazır olan, kabul eden
Hani öyle dostlar ki yanınızda olduklarını hissettiren
Ama belki de uzun zamandır elinizi tutamayan
Belki hâlâ hayalinizde yaşayan
Veya belki de en sevdiğinizin dostu olan
Ama sırf bu sayede size de el uzatan
Fırtınadan tutup çıkaran.
Apayrı bir tat
“Arkadaşını söyle seni söyleyeyim”
Doğru değil aslında
Çünkü öyle zaman oluyor ki en olmayacağı dost biliyor insan
En olması gerekeni geç keşfediyor
“E o zaman ben neyim?” demez mi insan?
Arkadaşım bense ve ben oysam, o zaman ben neyim?
Önemli değil aslında bunlar
Hepsi detay
Kimin kiminle arkadaş olduğu, ne paylaştığı kime ne…
Bazı dostlukların süresi vardır
Bazıları sonsuza kadar devam eder
Bir dostumun dediği gibi: “Hayat bir tiyatro eseri. Perdenin kapanacağı ve kapanınca ne olacağı belli. O zaman bu kadar ‘dram’ neden?”
Hayat gerçekten kısa. Hayatımıza aldığımız kişiler ise o hayatın rengini belli ediyor
En güzel renk samimiyet rengi bence
Ne renk mi?
Bilmem ki… Siz söyleyin…
45 senelik hayat tecrübemle kızıcığa işte tam da bunu aramasını söyleyebilirim:
“Samimiyetin rengini bul ve etrafını bu renk ile çevrele. Bırakabilmeyi öğren. İşte o zaman özgür olursun. Bir kuş gibi…“
Samimiyeti arayan kuşlar kadar özgür olun sevgili okurlar.
İnanın onu bulacaksınız. Önce kendinizde, sonra etrafınızda.
Category: Genel, Günlük Hayat
No Comments