Bazen Kitap

Harıl harıl hazırlanıyoruz Banu ile… Tamam fikir çıktı ortaya da işte iş detaylara gelince ne çok konuşacak konu varmış meğer diyor insan.

İnsanın anlaştığı, birbirinin dilini çözdüğü arkadaşlarıyla ortak bir şey yapmak inanılmaz keyifli. Sevgili İpek Buyurgan (PRFit) diyor ki, “Bazen Atölye – Alaçatı”da çocuklara bir etkinlik yapar mısın?”

Tabii ki! En bayıldığım şey.

Ardından Banu Maga’nın “Bazen Atölye”sine gittiğimde alıştığım ortamın dışında, daha butik, daha minik, daha, daha, daha bir yer karşıma çıkıyor. O her zaman zevkli. Her dokunduğu bence şekil değiştiriyor. Güzelleşiyor, özelleşiyor adeta.

Şimdi de karşımda gözlerini kocaman kocaman aça aça yetişkinler için bir çalışma yap diyor.

Nasıl yani? Hani çocuklara yapacaktık?

Evet ama burası pek çocuk ortamı değil. Bak ben kimleri ağırladım burada. Yetişkinler de seni yazar kişiliğinle tanısın, onlara çocuklarla, kitaplarla ilgili tecrübelerini aktar. Eminim çok işlerine yarayacak.

Haydaaa… Ben kendimi o kadar da uzman saymıyorum. Ben bir anneyim. Kitap yazmayı, aslında her türlü yazıyı yazmayı çok seviyorum. Çocukların o saf dünyasının ise hayranıyım. Ama o kadar. Ben kiiiim yetişkinlere şunu yapın, bunu okutun demek kiiiim…

Neyse sonunda benim “acıklı” bakışlarıma dayanamadı Banu 🙂

Atölye değil (onu seneye yapacağız inşallah) ama çocuklar ve ebeveynleri ile bir sohbet ortamı yaratma konusunda hemfikir olduk.

Bazen Atölye

Niyeyse yeni adımlarda aman hata olmasın derdine düşüyorum. İnsanlar o kadar gelecek. Ne bekliyorlar acaba? Benim anlattıklarım, tasarladıklarım acaba onları mutlu edecek mi? Kırk tane soru. Ama bir yandan da müthiş bir heyecan, mutluluk. Hayatta vazgeçmem!

Sonunda gün geldi çattı. Pıt pıt…

Çeşme ortamında bakalım kaç kişi kitap sohbetine vakit ayıracak. İhmalden falan değil. Fakat insan burada öyle bir ruh hâli içerisinde oluyor ki, zamanı takip etmek istemiyor, istese de tam olarak edemiyor.

Bazen Atölye

Bazen Atölye’ye vardığımdaysa yanlış düşündüğümü anlıyorum.  Çoktan gelenler var. Bızdıkları görünce her şey siliniyor. Kafamdaki tüm garip kuruntular, anlamsız endişeler,… Onlar varsa tamamız. Derken pıtır pıtır gelmeye devam ediyorlar. Kimse bu kadar dakik değil gerçekten. Tam saatinde sohbetimize başlıyoruz.

Konumuz kitap ve teknoloji. Beklentim teknolojinin ağır bastığı yönünde. Ebeveynler ne kadar engellemek, kontrol etmek istese de teknoloji ağır basıyor – diyecekler diye düşünüyorum.

Fakat ne oluyor biliyor musunuz? Tam tersi!

Bazen Atölye

Bu çocuklar kitap okumaya bayılıyor! Kitabın onların hayal gücünü geliştirdiğini, bir çok bilgiye ulaştıklarını, sosyalleştiklerini ve eğlendiklerini düşünüyorlar.

Teknolojiyi inkâr etmiyorlar. Çoğunda bir çeşit cihaz var. Ama oyun oynamanın dışında nasıl kullanıyorlar biliyor musunuz? Kimisi “Kindle” kullanıyor kitap okumak için. Kimisi tabletlerinden hikâye yaratma programları (Wattpad) indirip kendi kitaplarını yaratıyorlar. Kimisi muhteşem çizimler yapıyor. Diğerlerinin kendi masal denemeleri olmuş.

Bazen Atölye

Ve yine biliyor musununuz ki tüm bu imkânlara, bu seçeneklere rağmen hepsinin en özel anı anne veya babalarıyla yatmadan okunan kitaplar, o iyi geceler öpücükleri, o uzun uzun birbirlerine sarılma hâlleri,… Bu özel anları benimle, bizlerle paylaşırken gözleri pırıldıyor, gülücük atıyorlar.

O nedenle lütfen “modern çağ”, “teknolojik çağ”, “yeni nesil” falan klişelerine kendimizi kaptırmayalım.

Onlar hem kitabı, hem bizlerle kucak kucağa olmayı seviyor. Bunu ıskalamayalım hiç birimiz.

İşte bir atölye de bu geri bildirimlerle sonlandı.

Diyorum ya, ben onlardan çoook şey öğreniyorum. Ne mutlu bana…

2 Comments

  1. Çocuklarla olan her şey çok güzel. Harika bir gün olmuş belli. Emeğimize fikrinize sağlık Sevgilet
    Reply 24 August 2016 at 11:57

Leave a comment