Aralıklarla sizlerle sevdiğim kitapları paylaşıyorum. Bazı kitaplar minikler için oluyor, diğerleri bizler için. Bu kitaplara “0 km.Bızdıklar”daki “Kitaplarım” bölümünden ulaşabiliyorsunuz.
Bugün de çocuklarımız için üç harika kitap var bilmeyenlere tanıtmak için. Şimdi kimin kitaplarını yazdığımı görünce bahsi geçen yazarı kayırdığımı düşünmeyin sakın.
Her şey Maya’nın anneannesinin Maya’nın sınıf arkadaşlarına o harika okul kütüphanesinde okuma yaparken aklıma geldi. O güne geri dönersek, haftalar öncesinden belirlenmiş tarih yaklaşınca heyecan iyice arttı. Okuma saatine Maya’nın anneannesi önceden çok güzel hazırlanmıştı. Amacı çocuklara sadece kitap okumak değil, okuyacağı kitabı nasıl yazdığını ve yazdıklarının nasıl bir süreç sonunda kitap olduğunu anlatmaktı.
Önce “Maya’nın Günlüğü” serisinin “İşte Benim Ailem” isimli kitabını okudu. Burada Maya herkese kendi ailesini anlatıyor. Kimlerin onunla nasıl bir bağlantısı olduğunu ve karakterlerini izah ediyor. Kitap babaanne-dede evinde geçen bir aile toplantısıyla başlıyor. Kuzenler, amcalar, yengeler, teyze, enişte,… Tüm aile bu harika ve mis gibi pasta, börek, çörek kokan evde buluşmuş. Resimler çekiliyor, oyunlar oynanıyor,… Tipik bir aile buluşması anlayacağınız.
Bu kitabı okurken benim Mayacık pek bir utandı. Arkadaşları ise çok eğleniyorlardı. Düşünsenize arkadaşlarının anneannesi kitap okuyor ve kitaptaki karakter ve oradaki aile ise yine arkadaşlarının, yani Mayacığın. Bundan daha ilginç ve eğlenceli ne olabilir???
Kitabı tamamladıktan sonra, anneannenin birazcık bilgi aktarma zamanı gelmişti.
Elinde el yazısıyla yazılmış sayfaları gösterdi önce. İlk aklına gelenleri bu şekilde yazıyordu. Sonra kitapta yer alması muhtemel karakterlerin taslak çizimlerini gösterdi. Çocuklar heyecanla seçim yapmaya başladılar. Baba hangisi olsun, anne şu olsa daha iyiymiş falan tarzı yorumlar geliyordu peş peşe.
Çizer ne yapar, nasıl üretir konularına girildi. Sıra geldi kocaman sayfalara. Çizim ve karakterler onaylandıktan sonraki ve basımdan önceki adım: dev, renkli taslak sayfa çalışmaları.
Ve mutlu son: kitap!
Ardından o kadar çok soru geldi ki ben kulaklarıma inanamadım. Hepsi gayet mantıklı, hepsi gerçekten bilgi almaya odaklanmış sorulardı.
Sipariş bile verdiler: onlara Atatürk’ü anlatacak renkli, güzel çizimli bir kitap.
İşte bu okuma esnasında dikkatimi çeken, çocukların kitabın Sevda Fırat Ak tarafından yapılmış çizimlerini çok sevmeleri ve içerdiği bilgileri keyifle takip etmeleri oldu. Bir kısmı kitaptan haberdardı ama belki yarısı daha önce hiç görmemişlerdi.
Bu nedenle yazılardan birinde sizlere “Maya’nın Günlüğü” serisini tanıtmak için kendime bir not düştüm. O gün işte bugündür efendim 🙂
“Maya’nın Günlüğü” serisi şu an için üç kitaptan oluşuyor:
“Haydi Tanışalım”, yukarıda bahsettiğim “İşte Benim Ailem” ve “Güzel Bir Gün”
“Haydi Tanışalım”da Maya önce evini anlatıyor. Odasından ve buradaki sevgili oyuncaklarından başlıyor anlatıma. Sonra annesine geliyor sıra. Annesinin arkadaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde onun konuşmalarını “ses çıkartmak”diye nitelendirmesi Maya’yı çok kızdırıyor. Ve kendi açısından bu seslerin ne anlama geldiğini anlatıyor. Maya’nın annesi ve babasıyla sabahları uyandıktan sonra oynadıkları oyun ve ardından annesi ile yapılan keyifli bir kahvaltıyı takiben kitapçıdaki harika kitaplar arasında kaybolmaları eminim pek çoğunuza tanıdık gelecek. Kitapları alıp karşılıklı bir kafede keyif yapmalarına ise kız çocuk anneleri daha alışık olsa gerek. Ve eve dönüş, yorgun ama mutlu bir Maya.
“Güzel Bir Gün” isimli kitapta Maya’nın bir günü anlatılıyor. Annesiyle bahçeye çıkması, bahçede gördüklerinin anlatımı çok tanıdık. Bahçede gördüğü hayvanları tek tek incelemesi, ilk gördüğü bisiklete koşması ve annesinin sürekli onu tatlı uyarılarla bilgilendirmesi (“Bisiklet bizim değil Mayacığım. İzin almadan binmek olmaz.” gibi.) çocuklarımızın çok sık yaşadığı şeyler. Arkadaşlarını bulan Maya’nın oyuna katılmasıyla kitap devam ediyor. Oyun saati bitmesin isteyen Maya ancak tüm arkadaşları eve gidince ikna oluyor oradan ayrılmaya. Banyo, yemek ve uyku öncesi kitap üçlemesini yaşayan pek çok bızdık kitaptaki yaşamla kendilerininkini özdeşleştirebiliyorlar.
Bu arada “Maya’nın Günlüğü” serisinde her sayfanın altında kitapta bahsedilen bilgiler doğrultusunda, çocuğunuzun hayatına ait sorular var. Böylelikle kitapta anlatılanla kendi yaşadıklarını, hislerini karşılaştırabiliyor çocuğunuz. Kitabın en sonunda da hikâye ile ilgili sorular var. Böylelikle hikâyeyi ne kadar anlamış, okunandan ne aklında kalmış görebiliyorsunuz.
Kitap deyince, geçtiğimiz Cumartesi TÜYAP Kitap Fuarı başladı bildiğiniz gibi. 20 Kasım’a kadar da devam edecek. Bu kadar az okuyan kişi varken, kitap fuarının bu kadar uzakta olması anlaşılır gibi değil. Fuar merkezinin içerisinde metro istasyonu yoksa ve bu metro istasyonu şehrin merkezine direkt sizi ulaştırmıyorsa, sistem son derece hantal ve yanlıştır bana sorarsanız. Bu tarz eğitici fuarları öğrencilerin öğle tatilinde bile rahatlıkla gelebileceği kadar merkezi bir konuma yerleştirmeniz gerekir ki asıl ihtiyacı olanlar faydalanabilsin.
Neyse efendim, inşallah diğer senelere…
İpek Ongun 18 ve 19 Kasım günleri saat 14:00’te Alfa Yayıncılık standında (Salon 3/ 508) kitaplarını imzalıyor olacak.
Bunun yanısıra Edukids’de ürünleriyle fuarda. Yani bizim Hikâyeli Yapboz’umuza ve diğer pek çok keyifli ürüne Pozitif Yayıncılık standında (Salon 3/ 105C) ulaşabilirsiniz.
Fuar ile detaylı bilgi ise http://www.istanbulkitapfuari.com/ sitesinde.
Herkese bol kitaplı günler dileğiyle…
Category: Aktiviteler, Kütüphane
4 Comments