Elime çok farklı kitaplar geçiyor.
Heyecanlanıyorum, mutlu oluyorum.
“Bizim zamanımızda çocuklara bu kadar çeşit kitap sunulmazdı. Raflardaki seçenekler limitliydi,” diye düşünüyorum, elimde olmadan.
Ne şanslılar gerçekten!
Alfabe Bulutu serisi de bu ilginç kitaplardan. Yazarı Alp Gökalp aynı zamanda benim Burcu ve Berk ile… serisinin Sanat, Dans ve Müzik üçlüsünün editörlüğünü yapmıştı.
Bir yayınevinde editörlük görevini yürütürken başka bir yayınevinden kendi kurgusuyla kitap çıkaran özel kişiler giderek artıyor. Bu da sanırım benim kadar pek çok başka yazarı mutlu ediyor. Çünkü o zaman bir editör aynı zamanda kitap yazmanın sürecine de şahsen tanıklık ediyor. Zorluklarının farkında oluyor. Size dönüp, “Şu bu olmamış. Tekrar düşün yaz!” demektense kurgu hakkında önemli fikirler verebiliyor, hatta birlikte kitabı çok farklı bir noktaya taşıyabiliyorsunuz. Bu özellik bence çok değerli.
Bu nedenle sizi çok yönlü Alp Gökalp ve Alfabe Bulutu Serisi ile tanıştırmak istedim.
Bu arada kitaplar Redhouse Kidz tarafından yayınlandı. 7 yaş ve üzeri çocuklar için uygun. Tüm kitabevlerinde bulabilirsiniz 🙂
Alp, 0 km.Bızdıklar okurlarına kendinden bahseder misin? Kimsin sen? Neler yapıyorsun?
Asıl mesleğim gazetecilik benim. Uzun süre basılı yayında çalıştım, televizyona program yaptım. Sonra lisansüstü projemin tez araştırması için Londra’ya gittim. Gidiş o gidiş; 10 yıl orada kaldım. Oradayken uzun süre kendi işimle de ilgilendim; LTR (London Turkish Radio) için sabah programı yaptım, yerel toplum gazetelerinde editör olarak çalıştım, Guardian gazetesinin alt kültür bilgilendirme servisinde muhabirlik yaptım. Fakat bir süre sonra bir devlet ilkokulunda eğitim danışmanlığı işi buldum ve okuldaki Türk-Kürt-Kıbrıs kökenli çocuklarla çalışmaya başladım. Çocuklarımızın annelerine de okuma-yazma dersi vererek onları devletin her yıl yetişkinler için de açtığı GCSE sınavlarına hazırladım. Çocuk dünyasına, çocuk kitaplarına ve çizimlerine yetişkin hayatımda tekrar ilgi duymam bu dönemde oldu. Türkiye’ye geri döndüğümde önce Çocuk Kitabı Editörü olarak çalışmaya başladım. Sonra sağa sola, defterlerin köşelerine, peçetelere yazdığım bütün notları toparlayıp bunları bir kitaba, hatta bir kitap serisine çevirmeye karar verdim. Alfabe Bulutu adını verdiğim beş kitaplık serim bu şekilde ortaya çıkmış oldu.
Bu noktalama işaretleri ve harflerle ilgili durum nedir? 🙂 Kitaplarda harfler ve noktalama işaretlerinin önemi onlara karakter verilerek anlatılmış adeta. Bu kitap fikri nasıl oluştu?
Alfabe Bulutu’nda maceraları insanlar, hayvanlar ve bitkiler değil; harfler, noktalama işaretleri ve diyakritik işaretler yaşıyor. AB’nin ilk kitabının hikâyesini rüyamda görmüştüm. Harflerin de kendine ait gizli bir hayatı olması konsept olarak hoşuma gittiği için fikri geliştirdim ve hikâyelerimi adapte ettim. Baktığınızda AB sakinlerinin fiziksel görünümleri, yaşadıkları coğrafya, yaşam tarzları ve tutumlarının bizimkinden hiçbir farkı yok. Sadece başlarının hemen yanında hangi harf olduklarını belli eden imleçleri var. Bizim yaşantılarımızdan farklı olarak da, başlarına gelen en ufak olumsuzluk, harflerin ve noktalamaların birlikte kurdukları tüm sistemi ve dolayısıyla dünyayı derinden etkiliyor ve kaosa yol açıyor.
Harflerin karakterlerini nasıl belirledin? Mesela A çok düzenli ama S dağınık, özensiz bir harf. Veya işadamı harfleri neden R, F, W?
Yan karakterleri belirlerken amacım tüm harfleri kullanmaktı. Yani iş adamlarının harfleri özel bir seçim değil. Ama A ve S, yani ilk kitap “Ya Başkası Olsaydım?”ın ana karakterlerinin özellikleri hikâyeyi desteklemek üzere belirlendi. A tüm harflerin başı, en çok talep edilen ve ilgi gören dolayısıyla en spot altındaki harf olduğundan ona âdeta bir kraliçe karakteri verildi; örnek insan özelliklerine sahip oldu. Onun hayatına gıpta eden S ise tam tersi bir karaktere sahip olmalıydı -ama bunu illa kötüye yormak gerektiğine inanmıyorum. Dağınıklık ya da özensizlik her ne kadar kalıplaşmış bir negatiflik olarak görülse de aynı zamanda bir insan özelliği çeşidi. İyisiyle kötüsüyle olabildiğince farklı karakter çeşitliliği yaratmaya çalıştım kitaplarda.
Kitaplarda çocuklara mesajlar da verilmiş. Örneğin “Ya Başkası Olsaydım?” da elindekiyle mutlu olma mesajı verilirken, “Noktalarım Olmadan Ne Yapacağım?”da zorbalık konusu işlenmiş. Hikâyenin özündeki konuları nasıl seçtin?
Ülkemizdeki çocuk edebiyatında çok kalıplaşmış konular var. Çok kalıplaşmış konuların en kalıplaşmış hâliyle sunulduğu, sadece paketinin değiştirildiği konular var. Son yıllarda bu kırılmaya çalışılıyor. Eskiden çocuklarla konuşmaya çekindiğimiz konuları şimdi günün gerektirdiği şekilde konuşmak zorunda hissediyoruz. Mesela sizin Burcu ve Berk’te de yaptığınız gibi; Hayır Diyebilirsin; Yabancılar gibi kitaplar hikâye formatına sokulmuş bilgi verici kitaplar aslında. İlk iki kitapta insanın kendisini sevmesinin, bütün kusurlarıyla barışabilmesinin ne kadar değerli olduğunu; sahip olduğumuz değerlerin, her güzel şey gibi, limitli olduğunu ve aksini düşünerek hafife alınmaması gerektiğini hatırlatmak istedim. Üçüncü kitap “Virgül Nerdesin?”de ise bu dünyanın sadece insanlar değil, tüm canlılar için aynı eşitlikte yaşanılabilir olduğunu savundum ve ‘Hayvanat bahçesi’ kavramının, hayvanları kafeslere mahkum etmenin iyi insan konseptiyle nasıl çakıştığını göstermeye çalıştım.
Kediler neden (-), köpekler neden (,)?
Her hayvan birbirinden değerli. Kedi ve köpekler, diğer hayvanlardan daha çok bizim hayatımızda yer aldıklarından en sık kullanılan noktalamalardan olmasını istedim. Ama o kadar da bariz olmasını istemediğim için mesela (.)’yı tercih etmedim.
Her kitabın çizerinin farklı olduğunu görüyorum. Bunun özel bir sebebi var mı?
Farklı çizerlerin aynı konsepti nasıl yorumlayacaklarını görmek istedim. Çalıştığımız çizerlerin birbirinden çok farklı tarzları var. Bir kitapta ana karakter olan bir harfin başka bir kitapta yan karakter olarak rol aldığında o ilk kitaptakinden çok farklı çizilecek olması fikri çok cezbedici geldi. Gerçekte var olmayan bir yerden bahsediyoruz ya, farklı gözlerin orayı nasıl gördüğüne tanık olmak istedim.
Veeeee yeni kitap geliyor mu?
Dördüncü Alfabe Bulutu kitabı sonbaharda raflarda yerini alacak. Bu kitapta başrolde ğ harfi var. Ağaç kelimesinin harflerinden ğ, mutsuz bir ergen ve kimsenin kendini anlamadığından şikayet ediyor ve ortadan kayboluyor. ğ olmadan Ağaç kelimesi kurulamadığı için kelimenin anlamı da ortadan kayboluyor ve bu yüzden dünyadaki ağaçlar bir anda yok oluyor. Bir anda ağaçların hayatımızda büyük önem teşkil ettiğinin farkına varan insanlar, kitabın son satırında verilen Joni Mitchell şarkısının sözlerine hak verirken buluyorlar kendilerini: You don’t know what you got ‘till its gone (Kaybedene kadar o şeyin değerini bilmezsin).
Category: Konuklarımız, Kütüphane
No Comments