Doğup, büyütülmek midir sadece sizce hayat?

Büyüyene kadar yaşadığınız kalp kırıklıkları, zor anlar mıdır hayatınızı şekillendiren?

Yoksa o zorluklardan elde edilen öğretiler midir?

Ya da öğretileri bir kenara bırakıp, güzelliklerden mutluluk duyabilme sanatı mıdır yaşam?

Kendi ailenizi kurmak mıdır?

Aşkla kurulan bu minik aileyi, genişletip mutluluğunuza minik varlık(lar) eklemek midir?

Bu minik varlıkların gelişiyle bir oraya bir buraya koşup, sonunda nereye koştuğunuzu unutmak mıdır?

Ona buna kızmak, stres içerisinde dolaşmak, kendi gergin hâlimizi yakınlarımıza yansıtmak mıdır?

Hayatta ters giden her şey için başkalarını suçlamak mıdır?

Yoksa herkesin hayatını yeterince güzelleştiremediğimiz için kendimizi suçlamak mıdır?

Bitmeyen bir yetişememe hâlini yaratanın aslında yetişemeyen zavallı biz olduğumuzu görüp önlem alabilmek  ya da göremeyip aynı durumla garip yaşantımıza devam etmeye çalışmak mıdır?

Bir kutlama anında etrafınızda sizi seven onca insanı gördüğünüz anki duygu yoğunluğu mudur hayat?

Miniğinizin size uzanan eli ile sevgilinizin size sunduğu o sıcacık omuz mudur yaşamı yaşanabilir kılan?

Tüm bunların oluşturduğu o havuzda yüzmeyi ne kadar iyi biliyoruz?

Yanınızda size her koşulda, sorgusuz, sualsiz, zamanlı, zamansız destek verecek aileniz oldukça tereddütsüz atlar mısınız o havuza benim gibi?

Yüzmeyi bilseniz de bilmesseniz de…