Artık her şey çok karıştı. Ambalajlı gıdaları marketten almadan önce mutlaka içeriğini okuyun diyorlar.

Peki okuduğumuzu anlayabiliyor muyuz?

Sanki şifre çözmeye çalışır bir hâlimiz var. Elimizde bir liste kod (sakınılması gerekenler), almayı planladığımız bir paket gıdayı tanımaya çalışıyoruz. Olacak iş değil…

Geçenlerde sevgili Esen Teyze’den bir e-mail geldi: “’MSG’ Nedir?” başlıklı.

İlgimi çekti hâliyle.

Neymiş biliyor musunuz? Biliyorsanız sorun yok – mutlaka aldıklarınıza dikkat ediyorsunuzdur. Bilmiyorsanız detayları bana geldiği şekliyle aşağıda:

MSG Nedir ? 

“Hiçbir katkı maddesi yoktur” ibaresiyle “Hiçbir koruyucu madde içermez” ibaresinde büyük bir fark var. (Koruyucu madde içermeyenlerin içerisinde MSG olabiliyor)

MSG NEDİR?…
MSG , bir yiyecek katkı maddesi.
MONO SODYUM GLUTAMAT

Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel olarak algılanmasını sağlıyor.
Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor….
Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor.
O yüzden gıda üreticilerinin bir çoğu MSG’yi kârlı olduğu için kullanıyorlar.

MSG ZARARLI MI ?
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve buna bağlı  alzheimer, parkinson, huntington hastalığı, sara (Epilepsi), retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı), yağ birikimi, obesite (doyma mekanizmasında bozukluk), büyüme hormonu baskılanması,
pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet, böbrek ve karaciğerde  hasarlar,…

Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.
Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği CİPS’lerde çok kullanılmakta. (Yani cipsleri sadece kalorilerinden dolayı değil, MSG içeriğinden dolayı da yemememiz ve yedirtmememiz gerekiyor.)

Başka nelerde var?

Hazır köfte harçları, et suyu tabletleri, hazır çorbalar, dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.

BU KADAR ZARARLI BİR MADDENİN KULLANIMINA NEDEN ENGEL OLUNMUYOR?

Küreselleşen dünyada, ticaret  küreselleşti. Küresel ticaret yapan firmaların amacı çok kâr etmek, çok satmak  ve büyümek. Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve çekici ambalajlarda sunulur.
Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız. Sadece tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta.

PEKİ FİYATLARI AVANTAJLI MI?

Ucuz zannedilen bu ürünler aslında son derece pahalı.

Mesela cips: Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysa ki 50 gram cips 1 TL’dir. Yani 1 kg. cipsi, 20 TL’den tükettiğimizin farkında bile değiliz. Olumsuz etkileri de cabası.

NEDEN ZARARLI?

Bu tarz kimyasalları barındıran ürünleri tüketen toplumumuz maalesef pek çok sağlık sorunuyla erken yaşta karşılaşıyor:

Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına bağlı yaşamaya mahkum edilenler,çok küçük yaşta diabet hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler,çeşitli nedenlerle engelli doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12’sine çıkması ve benzerleri…

Yazı hazır içeceklerin de ne kadar zararlı olduğundan bahsediyor, yurdumuzdaki kaynakların kıymetini ve gelecek nesilleri unutmamamız gerektiğini vurguluyor.

Peki ne yapacağız gerçekten?

Özümüzü hatırlamaya çalışacağız. Hangi mevsimde ne yerdik? Eskiden kendi ellerimizle yapmamız gereken, şimdilerde “teknoloji” sayesinde kolaylıkla elde edebildiğimiz neler var? Gözden geçireceğiz ve bunların hiç değilse bir kısmından vazgeçeceğiz.

Kendimizi tekrar eğiteceğiz ve sonra da çocuklarımıza doğru alışkanlıkları aşılamaya çalışacağız.

Elimizden gelenin EN İYİSİNİ yapacağız, sonra da gerisini bırakacağız.

Elimizden gelenin EN İYİSİ genelde yeterli olacaktır, eğer gerçekten EN İYİSİ ise…