Burcu ve Berk ile… serisinin ön hazırlığını yaparken ilgili konu için o kadar çok araştırma yapıyorum ki… “Aman eksik bir bilgi kalmasın…” diye Türkçe ve yabancı kaynaklara dalıyorum. Ev birdenbire kitap cennetine dönüyor. Okuyorum, okuyorum. Sonra uzmanlarla, benim hazırladığım içerik planlaması, bilgi kontrolü ve bu bilginin akratımı üzerinde çalışıyoruz.
Fakat konu dans olunca kaynak açısından tıkandım kaldım. Dans deyince en büyük kaynak bale hakkında olanlardı. Gerçekten çok güzel kitaplar vardı ama sadece baleyi anlatıyorlardı. Oysaki ben geniş bir yelpaze sunmak istiyordum. Caz Dans, Tap Dans, Flamenko, Vals, Türk Halk Dansları, Street Jazz,… hepsi olsun istiyordum.
Allahtan kafama uyan, hatta benden de hiper ve feci titiz 🙂 bir danışmanım vardı da birlikte altından kalkabildik.
Şimdi sizi onunla tanıştırmak istiyorum. Dans dünyasına onun bakış açısıyla bakabilmenin ayrı bir hâli var. Çocuklarınızla dans edin diyor. Nerede, ne şekilde olursa olsun. Bırakın kendinizi… O kadar doğru ki…
Haydi hem Tan Temel’i tanıyalım, hem her günümüze bir doz dans ekleyelim. En iyi vitaminden bile faydalı, inanın bana…
Tancığım, seni Burcu ve Berk ile… okurları tanımaya başladı bile. Ama 0 km.Bızdıklar takipçilerine de kendinle ilgili kısa da olsa bilgi verebilir misin? Kimdir, nasıl biridir Tan Temel?
Tan Temel 1976 yılında İstanbul’da doğdu. Yerinde duramayan, sokakta oynamayı çok seven, kıpır kıpır bir çocuktu. Basketbol, folklor, paraşütle atlamak, pilot olma hayalleri derken kendini İstanbul Devlet Balesi’nde buldu, figüranlık yapmaya başlamıştı. İçindeki durulmaz enerji galiba doğru yere doğru akıyordu. Mesleğini bulmuştu. Dansçı olmalıydı. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Modern Dans Bölümü’nün sınavlarına girdi. Mezun olduktan sonra dansın sadece bir sanat formu değil aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu keşfetti. Hayatını bunun üzerine kurdu.
Bir bilgi: Tan Temel halen yerinde duramıyor 🙂
(Defne’den ek not: Tan ile ilgili detaylı bilgi kitapların sitesinde:www.burcuveberkile.com)
Gerçekten öyle. Ne kadar çok şeyi aynı anda yapıyorsun. Peki dansa olan ilgi ilk ne zaman oluştu?
Ortaokul dönemimde TRT 2 televizyon kanalında bir dans performansı izlemiştim. O zamanlar onun tam olarak ne olduğunu anlayamamıştım. Bir kadın ve bir erkek birlikte dans ediyorlardı. Hareketleri benim alışık olduğum dans hareketleri gibi değildi ve çok ilgimi çekmişti. Oldukça etkilenmiştim. Yıllar sonra konservatuara girdiğimde izlediğim bu performansın modern dansın önemli koreograflarından Mats Ek’in “Smoke” adlı eseri olduğunu anladım. Hala daha izlemekten büyük keyif aldığım bir düettir.
Dans deyince aklına gelen beş kelimeyi bizlerle paylaşır mısın?
Doğa, Hissetmek, Bütünlük, Enerji, Mutluluk
Çocuklara dans sevgisi sence nasıl aşılanır? Bunun tek bir sistemi var mıdır?
Çocukluk, bebeklikten itibaren hareketleri keşfederek kendini var etme dönemi. Kendini anlamlandırmak için dünyaya, çevreye ihtiyaç duyuluyor. Dünya ise hareketler diyarı, bununla birlikte farklı ritimleri barındıran müthiş bir keşif yeri. Dans zaten tam da bu. Doğamızda var olan bir duygu. O yüzden onlara özgürce hareket edebilecekleri ortamlar yaratmak çok önemli. Farklı dans performansları izletmek, dans derslerine katılarak keyifli vakit geçirmelerine imkan tanımak, hem fiziksel hem de zihinsel olarak sağlıklı bireylerin yetişmesini sağlayacaktır.
Dansı meslek olarak icra etmek denilince nedense belirli bir tereddüt yaşanıyor sanki. Sence de bu böyle mi? Ve eğer öyleyse neden?
Bu devletin kültür ve sanat politikalarıyla çok ilişkili. Örneğin New York’ta dışarıda yürürken nereye baksanız dansçı görürsünüz. Bedenlerinden, yürüyüşlerinden dansçı olduklarını anlarsınız. O kadar çok insan meslek olarak seçiyor demek istiyorum. Toplumumuzda dans bilinci maalesef yok. İnsanlar dansın bir meslek olduğunu anlamakta zorluk çekiyorlar. Sanatın güzelliği ve iyileştirici özelliğinden toplum olarak uzağız. Küçük bir kesim bunun bilincinde ve dansı, sanatı hayatının bir parçası haline getiriyor. Bu durumun değişmesi için çok çalışılması gerekiyor. Ülkemizin kültür ve sanat politikalarının yeniden ele alınması, politikacıların farkındalığının arttırılması ve en önemlisi sanatçılara destek olunması gerekiyor. Ben bunun bir gün değişeceğine inanıyorum. Gerçekleşmesi için elimden geleni yapıyorum. Ne mutlu dansçıyım diyebilene 🙂
Ülkemizde halkın dansa olan ilgi sence ne durumda? Dans bilgimizi geliştirebilmenin yolları neler ve çocuklarımıza bunu nasıl sunabiliriz? Türkiye geneline dans bilgi ve kültürünü yaymak istesek neler yapmamız gerekli?
Ülkemizde insanların dansa ilgisi bence büyük ama bunu ortaya çıkartmakta zorlanıyorlar. Bunun sosyal ve kültürel birçok sebebi var bence. Az öncede söylediğim gibi dansın ülkemizde gelişebilmesi için düzeltilmesi gereken çok şey var.
Başlangıcı ailelerden yapabiliriz. Aileler çocuklarını uygun zamanlarda gösterilere veya farklı sanat etkinlilerine götürmeliler. Ben sadece dans gösterisi diye bir sınır koymak istemiyorum. Müzelerde, tiyatrolarda, konserlerde size ilham verecek ve bedeninizi harekete geçirecek türlü motivasyonu bulmak mümkün.
Ülkemizde dans sanatının gelişebilmesi için daha önce de belirttiğim gibi kültür ve sanat politikalarının yenilenmesi gerekiyor. Bizlerin üretimlerini sağlıklı bir şekilde yapabilmesi için maddi destek gerekiyor. Çalışacak stüdyoların olması, yeni sahnelerin açılması, festivallerin yapılması, hareketli ve üretken ortamların yaratılarak halkla iç içe geçmesi, eğitim kurumlarının iyileştirilmesi yapılacak ilkler. Sanatçılar yönetmeli bence bir toplumu…
Yapılan etkinlikler de genelde büyük şehirlerde gerçekleşiyor. İnanın Anadolu’da çok büyük bir potansiyel var, imkanlar var. Biz bu bilinçle TORK Dans olarak Açık Dans Stüdyosu adı altında bir proje gerçekleştiriyoruz. Yurtdışından konuk ettiğimiz dans sanatçıları ile birlikte Türkiye’nin farklı şehirlerine giderek oralarda dersler veriyoruz, performanslar gerçekleştiriyoruz. Müthiş bir paylaşım oluyor.
(Defne’den not: Açık Dans Stüdyosu’nun tüm duraklarını, yapılan çalışmaları, performansları http://ads3.torkdans.com/ tıklayarak seyredebilirsiniz.)
Hem bir koreograf, hem de bir eğitimci olarak, annelere-babalara dans ile ilgili neler önerirsin?
Çocuklarınızla birlikte evinizde dans edin! Çok ciddiyim! Birlikte hareket etmenin coşkusunu hissedin. Sevdiğiniz müziği açın ve kendinizi sadece bırakın. 🙂
Tan’ın portre fotoğrafı için Serap Sahan Sokol’a teşekkür ederiz.
Category: Genel, Konuklarımız, Kütüphane
2 Comments