“Eğlenceli Klasik Müzik” yazımdan sonra özellikle “ilgili” babalardan gelen istek üzerine bizim bızdıklar için neleri dinlemelerinin onlar açısından keyifli olacağı ve onlara müziği nasıl sevdirebileceğimiz konusunu araştırmaya başladım. Sadece tek tip müzik sunmak yanlış gelirken, seçeneklerin ne olabileceği konusunda bazen insan pek de yaratıcı olamıyor.  

İşte bu noktada senelerini müziğe adamış bir isimden bilgi almak istedim. Mayacığımın sevgili arkadaşı Derin’in babası, Deniz Bey, on senedir Robert Kolej’de müzik öğretmeni.

Müziğe sekiz yaşında mandolin çalarak başlamış. Mandolini gitar ve keyboard izlemiş.
14 yaşında müzikten para kazanmaya başlayarak profesyonel hayata atılmış. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü bünyesindeki Piyano Bölümü’nden mezun olmuş.

Ali Darmar ile piyano, Nail Yavuzoğlu ile caz, orkestrasyon, armoni ve Türk müziği çalışmaları yapmış.

“Politikita Bir Sarı Çizmeli”, “Resimli Osmanlı Tarihi” ve “Yarını Akıl Yapar” adlı üç tiyatro oyununun müziklerinin bestelenmesi, ATV’de “Lazarium” adlı bir dizi filmin besteleri, Feridun Düzağaç (Lavinya), Ezginin Günlüğü (Destur) albümlerinde stüdyo müzisyenliği, “Garage Band” adlı rock band ile on senelik sahne performansı yaptıkları arasında.

Halen çeşitli sanatçılarla birlikte sahne performansından müzikal terapiye kadar pek çok dalda çalışmaları var.

Kendisinden bilgi rica ettiğimde hem müzik geçmişinden hem de bir baba olmanın getirdiği tecrübelerden faydalanarak aşağıdaki düşüncelerini benimle paylaştı. Ben de üzerinde değişiklik yapmadan, olduğu gibi sizlere aktarmak istedim. (Yine de dayanamadım araya ben de birkaç minik not ekledim tabii :))

Klasik müziğin insan beyni üzerindeki en belirgin etkisi insanı gevşetip, rahatlatması veya hareketlendirerek rahatlatmasıdır. Bu etki bana göre her yaş için geçerlidir.

Özellikle müzik dinleme konusu üzerinde durmak istiyorum. Çünkü ben çocuğun bir müzik aleti çalmaya zorlanmasına karşıyım. Çocuğun bir müzik aletini çalmak istemesi durumunda müzik aleti çalmaya yönlendirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde enstrüman eğitimi çocuğa kâbuslar yaşatmaktan başka bir şeye yaramıyor .

Neler Dinlemeli Bizim Bızdıklar?

Öncelikle en etkilisinden başlamak istiyorum.

Canlı müzik – Canlı performanslar çocukları inanılmaz etkiliyor. Belki de çocuğa bir enstrüman çaldırmaya heveslendirmenin veya müzik dinletmenin en kolay yolu… Çocuklar canlı performans gösteren sanatçıları modellemeyi çok seviyorlar. Bakıyorsunuz konser sonrası onlar gibi gitar, keman veya davul çalıyor. İşte çocuğun ağzına bir parmak bal verdiniz ve onu tattı. Artık içinde birazcık müzik kıvılcımı varsa bu ateşlendi ve sonuçları size gelecektir.

(Defne’den not: Bazen bızdıklar ilk gördükleri performansı sevmeyebiliyorlar. Ya da tamamını seyredecek sabırları olmayabiliyor. Böyle bir durumda çeşitli farklı tarzlarda canlı müzikle tanıştırmaya devam etmek gerekiyor.)

Yaşlarına hitap eden çocuk şarkıları – Çocuklar içinde masallar, hikâyeler, öyküler olan çocuk şarkılarını çok seviyorlar. Çünkü şarkıyı dinlerken bir yandan da içinde geçen konuyu hayal etmeye başlıyorlar. Çocuklar böylece hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmek için fırsat buluyorlar. “Modern Folk Üçlüsü”nün çocuklar için bir albümü var. Bulabilirseniz tavsiye ederim.

Klasik müzik – İnsanlar özellikle Mozart müziğinin faydaları üzerinde duruyor. Bence birçok bestecinin müziği Mozart etkisini gösteriyor. Buradaki püf noktanın armoni ve orkestrasyon olduğunu düşünüyorum. Her Mozart müziği ve klasik müzik çocuklar ve yetişkinler tarafından zevkle dinlenebilir diye düşünülmemeli. Çocuklar Mozart’ın “Türk Marşı”ndan hoşanırken “Requiem”den nefret edebilirler. Veya Beethoven’ın “5.Senfoni”si onları korkuturken “9.Senfoni” mutlu edebilir.

Bence daha sevimli, dinlemesi kolay parçalarla klasik müziğe girilebilir.

Kendi oğluma “Walt Disney Fantasia 2000” izleterek başladım bu işe. Değişik klasik müzikleri çizgi filmleştirmişler diyebiliriz. Çocuklar için müthiş etkili. Bazılarını seyrederken korktu, bazılarını da defalarca arka arkaya seyretti ve daha sonra ne oldu biliyormusunuz? Bu eserleri ezberledi! Bu beni gerçekten çok etkiledi. Hayal dünyası ve müzik ayrılmaz ikili. Görseller ilk eğitimlerde çok işe yarıyor.

(Defne’nin notu: Ben de Maya’ya “Classical Baby“den birkaç DVD almıştım. Mesela “The Music Show” ve “The Dance Show” gerek müzikleri gerekse harika görselleri ile çok keyifliydi. Hayvan orkestrasını bezli bir bebek yönetiyordu. İzleyiciler ise yine çeşitli hayvanlardan oluşuyordu.

Buna ek olarak “Baby Einstein” DVD serisi de bence çok başarılı. Farklı konuları yine harika bir müzik eşliğinde ele alıyorlar. Başrolde hayvanlar. DVD’ler farklı yaş gruplarına göre ayrılmış.)

Caz,Rock ve diğer türler– Çocuğunuzu iyi takip ederseniz onun sevdiği müzik türlerini yakalayabilirsiniz. Çocuğunuz rock müzikten hoşlanıyorsa, bu müziğin kalitelisini dinletmek onun için çok güzel olacaktır. Diğer müzik tarzları içinde aynı şey geçerlidir. Caz müzik çok geniş yelpazeye sahip müziklerden biri. Bu nedenle Miles Davis ile başlamayıp, daha onları içine alacak bazı şarkılarla başlayabilirsiniz. Hello Dolly, Lullaby of Birdland v.b

Türk müziği – Çocukların halk müziği, sanat müziği gibi türleri de dinleyip öğrenmesi gerekiyor. Özellikle bunların enstrümantal olanlarını tercih etmenizi tavsiye ederim. Dünyada birçok hastane Türk müziğini müzikal terapilerde kullanıyor. Türk müziğini mikrotonel bir yapısı var ve doğadaki seslere en yakın müziklerden biri olarak kabul ediliyor. Derin geçen sene bir ara okula gelmek istemiyordu. Her sabah “Yansımalar” adında bir grubun “Serzeniş” albümünü dinleyerek sakinleştik ve sorunsuz okula geldik. Kesinlikle Türk müziğinin terapi etkisinden yararlanabilirsiniz. Ve çocuklarda malesef bu müziğin değeri, sığlaştırılmış örnekleri bizlere sunulduğu için anlaşılamamış durumdadır.

Hareketli dans edebilecekleri parçalar – Çocuklar özellikle ritmik ve dans edebilecekleri, hoplayıp zıplayabilecekleri ( kuduracakları :)) parçaları çok fazla seviyorlar. Bu parçaları dinletirken sözlere dikkat etmek lazım bence. Özellikle Türkçe dinleyecekleri parçaların bir çoğu gerçekten kalitesiz sözlere sahip.

(Defne’nin notu: Türkçe olarak hazırlanmış eğlenceli, hareketli CD bulmakta çok zorlandım ben. Örneğin “Çocuk Şarkıları” diye bir CD vardı. Hayal kırıklığı olmuştu benim için. Daha başka örnekler var maalesef başarısızlık anlamında. Sonuçta dönüp dolaşıp yabancı müziğe geliyor insan. “Children’s Sing-A-Long Favorites” harika mesela. “Twinkle, Twinkle Little Star”, “Ring-A-Ring-A-Roses” gibi oyun gruplarında ve yuvalarda çok kullanılan şarkılardan oluşuyor. Bunlara ek olarak “Baby Einstein” serisinde klasik müzik CD’leri var ki bence gayet başarılılar. Arabada ya da yatmadan dinlemek için çok güzel. “Baby Mozart”, “Baby Galileo” benim edindiklerimdendi.)      

Bunları kendi tecrübelerime dayanarak yazdım. İnşallah faydalı olur.

Bence çok faydalı oldu. Siz ne dersiniz sevgili okurlar?

Bu arada müzik çok farklı şekillerde sunulabiliyor. Yaratıcılığın sonu yok anlayacağınız. İşte bir örneği aşağıdaki linkte. Bızdıkların da ilgisini çekebilir sanki…

Roger_Whittaker-Mexican_Whistler_(Live_version_2006(Y))1

Roger Whittaker from 0kmbizdiklar on Vimeo.