“Bu haftasonu bızdıklar için neler var…” seçmelerinden oluşan bir yazıya hoşgeldiniz 🙂
Yalnız bu seferki yazıda yer alan seçmeler, insana taptaze bir nefes almış gibi etki ediyor. Birbirinden güzel, birbirinden farklı.
Haydi bakalım neler varmış… (more…)
Kış doğumlu bir insan olmama rağmen, soğuk hava hiç benlik değil. Öyle kat kat giyinmek, yarı zaman titreyerek etrafta dolaşmak, kendini “ağır” hissetmek,… Yok yok hiç ben değil.
Hani mümkün olsa, bahar ve yazı takip ederim oradan oraya. Kuyruk gibi… İlki insana neşe verir, etraf güzelleşir, renklenir… En önemlisi ikincisinin habercisidir ilki. “Yaz geliyor!” der en kocaman sesiyle. İnce tiril tiril elbiseler, ışıl ışıl bir güneş, dış mekânlarda rahat rahat oturma hâli, soğuk içecekler,… Karşınızda mutlu Defne 🙂 (more…)
Bu haftasonu İstanbul’da yine birbirinden güzel etkinlikler ve atölyeler var.
Her böyle yazdığımda diğer şehirlerdeki etkinliklerden bahsedebilsem diye düşünüyorum, yazılanları eksik buluyorum. Kendi kendimi eleştiriyorum. Ama yetişemiyorum. Bu gerçekten böyle. Maalesef. O nedenle, gönüllü “0 km.Bızdıklar” kültür elçisi olmak isteyenler şehirlerinde olanları benimle paylaşırlarsa seve seve yer veririm 🙂 (more…)
Bugünkü yazımız hem bir lezzet durağını, hem de bir atölyeyi anlatacak. Kurucusu Didem Doğru‘nun kelimeleriyle, “‘Krem Karamel’in renklerinin yumuşaklığı, cezbedici tadı, disiplini ve düzeni çağrıştıran formu, insanların içini ısıtan vanilya kokusu, isminin içinde gizli olan çocuksuluğu, dünyaca bilinirliliği ve insanlarda oluşturduğu kalite algısı…” bu mekânın temelini oluşturuyor:
Geçtiğimiz yaz sevgili arkadaşım Dilek Ogan sayesinde tanıdım onu. Kızıcık onun sayesinde ilk defa yedi yaşında sörfe bayıldı! Sörf kadar, hocasını da sevdi. Çocuklara olan yaklaşımı, sıcaklığı, onları kollaması ve sörfü son derece doğru bir sistemle sevdirmesi dikkatimi çekti.
Geçen seneden bu yana tüm kışı, yazın yapılacak sörf hayaliyle geçirdi benim minik. Yaz gelsin, Deniz, Alara, Melis’le buluşulsun ve Apo Hoca’yla (Abdurrahim Korkmaz) hep birlikte sörf yapılsın. Bu dört çocuk, yazın yayılmak varken, haftanın üç günü sabah 08:00’de denizdeydi. Sabahın o erken saatinde ilk selamlaştıkları kişi Apo Hoca, sonra da Alaçatı – ASPC’nin ve hocalarının baktığı o harika köpekler Poyraz ve Lodos idi 🙂 (more…)
Hem yaz öncesi dağılmadan son bir buluşma, hem de “Burcu ve Berk ile… “ serisinin yeni üçlüsü ile bızdıkları tanıştırma amacıyla Bambino Oyuncak’ta buluştuk dün akşamüzeri.
Bu buluşmaların benim için özel bir yeri var. Kızıcığın ta dört yaşından arkadaşları ile buluşuyoruz bu tatlı mekânda. Aynur Hanım ise Maya’yı karnımdaykenden bilir 🙂
Özetle, Bambino buluşmaları beni çok öncelere götürüyor, her seferinde mutlu ediyor. (more…)
Hayatımın akışına şöyle bir baktığımda, mutluluk anlarımı tespit etmeye çalışırım. Hayatta o anların çoğalması beni ayakta tutan şey çünkü. Zorlukların ancak bu şekilde üstesinden gelebiliyor insan.
Kendimden bir şeyler katarak, vererek başkalarına fayda sağladığımda ve kalbimdekileri, aklımdakileri ya da birikimleri paylaştığım anlarda çok mutlu olduğumu hissediyorum. Unutamadığım anlar, başkalarının içtenlikle bana gülümsediği anlar aslında. (more…)
Bu hafta İstanbul edebiyatla haşır neşir oluyor.
İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali, 5-11 Mayıs 2014 tarihleri arasında ve “Şehir ve Yolculuk – City and Journey” konusunu ele alıyor. Yerli ve yabancı pek çok yazarın, çizerin katıldığı etkinlikte hem söyleşiler, hem de atölye çalışmaları var. Üstelik tüm atölyeler ücretsiz. Çocuk atölyeleri temelde 5-13 yaş grubu için planlanmış.
Etkinlikler farklı mekânlara dağıtılmış. Bunların en kapsamlısı Suadiye sahilinde “Edebiyat Çadırı”nda gerçekleşiyor.
Bızdıklarla yapılacak aktivitelerin gerçekten sonu yok. Oturduğum şehir itibariyle ağırlıklı İstanbul’u kapsayan öneriler burada yer alıyor ama umuyorum ki ileride sizlerin de desteğiyle diğer şehirlerin de etkinliklerine düzenli olarak yer vereceğiz.
Bu haftasonu önümüzdeki günler için işte size İstanbulforkids‘den öneriler. Hepsi birbirinden güzel. Bakalım sizler ne düşüneceksiniz 🙂 (more…)