Yaz Kapanışları ve Son İki Aktivitemiz

Yaz aylarını çok seviyorum. Sıcak günleri, güneşi, tatili (!!!),…

Yaz döneminde her şey daha bir yavaşlıyor sanki. Zaman adeta yavaşlıyor, saatin saniyesi, akrebi, yelkovanı daha bir yavaş ilerliyor, esneye esneye,…

İşte bu yavaşlık ve rehavet hâli aktivitelerimize ara vermemize neden oluyor. Kimimiz tatildeyiz, kimimiz çocuklarımızı yakınlarımızın yanına yollayıp haftaiçi deli tempomuza daha yavaştan devam ediyoruz, kimimiz ise kafaca devreyi kapatmışız.

Geçen hafta biz de iki kapanış yaptık. İlki okuma saatimizdi Tırtıl Kids’de. Diğeri, aktivite saatimizdi Bambino Oyuncak’ta. İkisi de muhteşem geçti. Çok ama çok keyif aldık. En önemlisi katılım çok kuvvetliydi ve bızdıklar çok iyi vakit geçirdiler.

Yaz dönemimizde 0 km. Bızdıklar, yazılarıyla sizlere ulaşmaya devam edecek. Sonbaharda kimimiz yeni okullarda, kimimiz bir üst sınıfta, buluşacağız yine seçtiğimiz mekânlarda. Yazın neler olmuş, neler yaşanmış paylaşacağız öncelikle. Sonra da başlayacağız kitapları karıştırmaya, keşfetmeye, ellerimizi çalıştırmaya, boyamaya,…

Belki de yeni yeni güzellikler eklenecek sonbaharla birlikte. Yine vesileler yaratıp biraraya geleceğiz. Kim bilir? Sonbahar beni hareketlendir, çalışma içgüdümü yoklar, dürter(!). Üret, yarat, çalış,…

O iç sesimi dinlemeye niyetliyim gelecek dönem. Önerilerinize de açığım her zamanki gibi 🙂

Kapanışı yapmadan, son iki aktivitemizden biraz detay aktarmak istiyorum sizlere:

Cadı şapkasıyla DefneGeçtiğimiz Çarşamba, yani 15 Haziran günü saat 16:30’da Tırtıl Kids’de buluştuk bızdıklarla. Ben bir gün öncesinden kitaplarımızı seçmiştim zaten, hepsi birbirinden güzel, renkli, anlamlı.

Maya’da bana yepyeni bir cadı şapkası hazırlamıştı. Bu okuma saatinde şapkamı kullanmaya hazırdım anlayacağınız.

Kitaplarımızı sıraladık yine üstüste, tek tek okuduk hepsini. Okumaya aktif katılım çoktu bu sefer. Ne demek istiyorum diye düşünüyorsanız, hemen açıklayayım. Kitap okurken, kitaptaki bazı konular hakkında sohbet etmeyi seviyorum ben.  Bunu da bızdıkları konuşturarak yapmaktan hoşlanıyorum. Onların hisleri, bilgileri, düşünceleri önemli benim için. Bu sefer sorduğum sorulara cevaplar gayet canlı canlı geldi. Benim de çok ama çok hoşuma gitti.

Cadı Vini'nin Dev BalkabağıKitaplarımızdan biri şapkamı kullanma fırsatını bulduğum Sakar Cadı Vini’nin en son çıkan hikayesi. Sakar Cadı Vini’nin Balkabağı. Harika çizimler, nefis bir hikaye yine. Sakar Cadı Vini serisine bayılıyorum. Kitabı önünüze alıp çizimleri tek tek incelemeniz lazım aslında. O kadar güzel detaylar var ki…

Bu seferki macera Sakar Cadı Vini’nin sebzelere, özellikle de balkabağına olan aşkıyla başlıyor. Pazara giden Cadı Vini, kedisi Vilbur ile pazar dönüşü aldığı sebzeleri taşımada sıkıntı yaşıyor. Kendi kendine bu soruna bulduğu çözüm ise bir felaketle sonuçlanıyor. Evinin bahçesi kontrolünden çıkıyor. Ancak bu sorundan yine bir güzellik çıkarıyor Cadı Vini.
Zaman zaman sebze sevdirmekte zorlandığımız bızdıklarımıza keyifle okuyabileceğimiz bir kitap. Sebzeleri harika çizmişler ve sebze sevgisine çok güzel vurgu yapılmış.

Pasaklı KazYine yeni çıkan kitaplardan, Pasaklı Kaz çok hoşuma gitti. Yazarı Carolyn Jayne Church. Aynı yazardan Elma Seven Keçi isimli kitabı da okuduk. Her ikisi de gerek çizimleri, gerekse verdikleri mesajlarla çok kaliteli geldi bana.

Pasaklı Kaz, arkadaşları bembeyazken kendisi gri renkle dolaşan “pasaklı” diye tanınan bir kazı anlatıyor. Diğer temiz tüylü kazlar, onun bu görüntüsünden dolayı minik kazımızla arkadaşlık etmiyorlar, onu aralarına almıyorlar. Oysaki bizim minik kazımız çok akıllı. Tilkiye görünmemek adına rengini değiştiriyor ve hiçbir zaman tilki tarafından yakalanmıyor. Bu sırrını kendisiyle alay eden diğer kazlarla paylaştığında ve onlara tilkiden kurtulmaları için yardımcı olduğunda, dostluğun ilk tohumu atılmış oluyor.

Kısa zaman önce Maya’nın ilk defa dişi sallanmaya başladı. Her ne kadar etrafında bunu yaşamış arkadaşları olsa da ve bu konuyu birkaç defa konuşmuş olsak da, kızıcık bu değişikliğin şokunu yaşadı. Hiç ama hiç hoşuna gitmedi. Şimdi bu dişiyle ısırmamak için komik şekillere girerek yemeğini yiyor.
Direkt bu konuyla ilgili kitap bulamasam da, Elif Diş Doktoruna Gidiyor isimli kitap harika bir anlatımla diş hekimine gidiş tecrübesini aktarıyor. (Üstelik bir sayfasında diş sallanması ile ilgili bölüm de var:))

Elif Diş Doktoruna GidiyorElif çok şirin bir kız. Bir sabah dişlerini fırçalarken, dişinde bir leke olduğunu farkediyor. Ne kadar fırçalasa da bu leke çıkmıyor. Annesi de onu diş doktoruna götürüyor. Doktordaki adımların hepsi tek tek çizilmiş, anlatılmış. Arada sallanan diş konusu da var. Çocuklarla diş doktorunun neler yapacağı, neden doktora gitmenin önemli olduğunu ve neden dişlerimizi sık sık fırçalamamız gerektiğini konuşmak, anlatmak için harika bir kitap. Hem keyifli, hem öğretici.

Başka kitaplarımız da vardı ama öncelikle bu üçünü sizlerle paylaşmak istedim.

Gelelim Bambino aktivitemize. Daha önceki Duyduk Duymadık Demeyin: Son Aktivite Haftasını Kaçırmayın!” başlıklı yazımda belirttiğim gibi, Melissa&Doug ürünlerini kullandık bu aktivitede. O kadar renkli ürünler ki, insan hepsinden edinmek istiyor. Bence çok güzel doğumgünü hediyesi de olabilirler.

Aynur Hanım biz vardığımızda tüm hazırlıkları yapmıştı. Ürünleri temin eden Seda Hanım ise minikleri çok güzel yönlendirdi. Herkesin önüne birer tane kocaman boş sayfa verildi.  Masanın üzerinde rengârenk damgalar onların kullanımını bekliyordu.  Bizimkiler hiç tereddüt etmeden daldılar damgalama işine. Çocuklar ne çok seviyorlar değil mi bu şekilli damgaları? Üstelik buradaki damgaların mürekkepleri de çeşitli renklerde. Dolayısıyla iş daha da keyifli hâle geliyor.

Damga kullanımı tamamlanınca, biraz boyama yapıldı. Mesela gökkuşağının içini boyamak gibi,…

Ardından sticker sayfaları paylaşıldı. Kimisi dinozor aldı, kimisi köpek, kedi, diğerleri kıyafetler,… Herkes ne istiyorsa Seda Hanım tek tek verdi. Böylece ellerindeki boş sayfalar iyice renklendi.

aktivite

Daha bir de boyama işimiz vardı ama minikler haftanın son okul gününde ancak yarım saatlerini bu aktiviteye ayırabildiler. Şimdi sıra Bambino’yu keşfetmekte (yani altını üstüne getirmekte!)… Daldılar raflara, ona bak, buna bak. Hava güzel olunca bir grup kendini dışarı attı, koşuşturmaya başladı. Hemen oyunlar oluşturuldu. İşte bu noktada orada daha fazla kalmamamız gerektiğini anlayıp Aynur Hanım ve Seda Hanım’la vedalaştık.

Birkaç anne Alkent Çarşı’daki şirin cafeye oturup çaylarımızı içerken azgın beşli etrafta koşturuyordu. O kadar eğleniyorlardı ki, bize sadece onları seyretmek kalıyordu.

İşte bir Bambino Aktivitesi daha böyle keyifle sonlandı. Yazın Bambino’da değişiklikler, yeni düzenlemeler olacak. Sonbaharda çok daha keyifli bir mekânda buluşuyor olacağız anlayacağınız.

Bu vesileyle herkese tekrar harika bir yaz dönemi diliyorum.

Yazılarımızla yaz boyunca birlikte olacağız. Nerede olursanız olun bizi okumayı ihmal etmeyin 🙂

Leave a comment