Öğretmenlerimize…

Bugün Öğretmenler Günü.

Senenin sadece bir günü.

O bir günde kendi öğretmenlerimize ve çocuklarımızın öğretmenlerine teşekkür etmeye çalışıyoruz.

O bir günde bizler için ne kadar önemli olduklarını hissettirmeye çalışıyoruz.

Yetiyor mu sizce? Tabii ki hayır.

Senenin yaklaşık dokuz ayı boyunca, haftada beş gün sabahtan akşama kadar çocuklarımızın yetişmesine, öğrenmesine, bilgili bireyler olmasına katkıda bulunan öğretmenleri tek günde kutlamak tabii ki yetmiyor.

Ama ne yapalım anneler günü, babalar günü,… hepsi aynı. 24 saatlik bir hatırlanış ve sonra normal hayatımıza dönüş.

Ben çok şanslıydım, okuduğum onca sene gerçek anlamda bizlere bir şeyler katmaya çalışan, çok kıymetli öğretmenlerim oldu.

Kızıcığım da benim gibi şanslı. Şu ana kadar girdiği her eğitim kurumunda öğretmenleri açısından hep onun için doğru olan kişilerle karşılaştı. Okulu sevmesini sağlayan kişiler işte bu harika eğitmenler.

İşini seven, eğitimi hayatının bir parçası hâline getirmiş olan ve çocuklarla, gençlerle birlikte olmaktan gerçekten keyif alan öğretmenler başarıları ile dikkat çekiyorlar. Veliler çocuklarının onların sınıfında olmasını diliyor. (Böyle bir öğretmenden “Yıldızlar Parladıkça” başlıklı yazımda bahsetmiştim.)

Onlar, çocukların eksik yönlerini geliştirmelerine destek olurken, bazen kendi çocuklarına aynı zamanı ayıramıyorlar. Hatta çocukları hastayken bile sınıfını bırakamayan öğretmen sayısı oldukça çok. Çünkü alternatifleri yok. Diğer mesleklerde işinizi birkaç günlüğüne bir iş arkadaşınıza delege edebilirken, konu eğitim olunca bunu yapamıyorsunuz.

İşte tüm bu özverili çalışma hayatı içerisinde öğretmenlerimiz hak ettikleri noktadalar mı? Sadece bir bölümü herhalde. Ama çoğu zor şartlar altında çalışıyor. Yakın zamanda pek çok kıymetli öğretmeni Van depreminde kaybettik örneğin. Kendilerini geliştiremiyorlar, zar zor geçiniyorlar, gelecek endişesi taşıyorlar. Peki bu öğretmenlerden nasıl bir eğitim vermesini bekliyoruz? Çocuklarımızı, akılları bu kadar soru işaretleri ile doluyken  nasıl olacak da bir adım ileriye taşıyacaklar?

Bu ülkede bir grup insan çocukları için özel okuldan başkasını düşünemiyor, en başta daha istekli, daha bilgili, daha motive  öğretmenlerinden ötürü.

Bir ülkenin gelişmesinin en temel şartı kuvvetli eğitim iken, Türkiye’de çoğunluğun eksik ya da yetersiz eğitim alıyor olması bir anne olarak beni çok rahatsız ediyor. Hayalim hiç de olmayacak bir şey değil aslında: eğitime yatırım yapılması. Gerek devlet, gerekse ülkemizin başarılı iş çevreleri tarafından. Kaliteli devlet okulları, mutlu, gelişmiş bilgiler sunabilen, kuvvetli öğretmen kadrosu. Ülkenin her köşesinde eğitim, eğitim, eğitim,…

Sevgili öğretmenlerimiz, belki de en zor meslek sizinki. Beklentimiz çok, tahsis edilen imkânlar az. Hepinize kolay gelsin, öğretmenler gününüz kutlu olsun.

Leave a comment