Kalbime Dokunan İki Kitap

Yardımlaşma, birbirini anlama, zorlukların üstesinden gelme, farklı kültürlerin özlerindeki benzerlikler gibi konulu kitaplar çok hoşuma gidiyor. Özellikle son senelerde kendimizi yaşam içerisinde öyle bir çekişme ve yarış içerisinde buluyoruz ki, insanın bu konularda kendini doyurması, beslemesi gerekiyor.

Yakın zamanda okuduğum iki kitap farklı şekillerde bu anlamlı konulara odaklanmıştı.

Bugün sizlerle onları paylaşmak istiyorum.

BEN.VE.SENKitaplardan ilki “Ben ve Sen.” Giusi Quarenghi tarafından yazılan ve Giuditta Gaviraghi tarafından resimlenen kitabı Günışığı Kitaplığı çıkartmış. (Yaş: 8+)

Kitaptan bana bir etkinliğim sırasında, bulunduğum okuldaki öğretmenler bahsetti. Konu o kadar hoşuma gitti ki hemen edindim.

Kütüphaneci öğretmen Marina’nın son derece yaratıcı bir fikriyle başlayan hikâyede çocuklardan istenilen, ikişerli gruplara ayrılıp birbirlerinin hayat hikâyesini yazmaları. Aynı ünlülerinki gibi.

İtalyan Beata ve Faslı Aziza önceleri birbirlerine yaklaşmaktan çekinseler de, bu proje için adım adım arkadaşlık tohumlarını atarlar. Bu iki arkadaşın aile yapıları, geçmişleri ve o anki yaşam şekilleri de çok farklıdır. Ama öğretmenlerinin verdiği ödevi hakkıyla yapabilmek için çabalarken, hem kendi içlerinde, hem de ailelerindeki pek çok ön yargı ve engeli aştıklarını görürler. Bu sadece onları değil, ailelerini de son derece olumlu şekilde etkiler.

“Ben ve Sen” sadece çocuklarınız için değil, sizin için de çok okunası bir kitap.

A long walk to waterİkinci kitabım ise “A Long Walk to Water”. Yazarı Linda Sue Park. (Sandpiper Yayınları. Yaş grubu: 9+)

Gerçek bir olaydan esinlenilmiş bir hikâye olan A Long Walk to Water, iki farklı zaman dilimini anlatıyor.

Hikâyelerden biri 1985 senesinde, diğeri 2008 yılında geçiyor. Sudan’da geçen her iki hikâyede iki farklı insanın, Nya ve Salva’nın yaşadıkları benzer zorluklar ele alınıyor.

Nya gününün sekiz saatini yaşadığı yerden çok uzakta olan gölden evine su taşımakla geçiriyor.

Sava ise savaşta yerle bir edilen köyünden ailesini bulamadan kaçmak zorunda kalıyor. Kimsesiz bir şekilde, kendi gibi sağ kalanlarla Afrika’yı yürüyerek geçmeye uğraşıyor.

Sava’nın yaşadıkları, gücü, zaman zaman isyan etmesi ama yine de kendinde o veya bu şekilde devam edecek gücü bulması, ailesine bir gün kavuşma umudunu ise hiç yitirmemesi onun ileride ülkesine, köyüne yardım edecek bir birey hâline gelmesini sağlıyor.

Ve bir gün beklenmedik şekilde Nya ile yolları kesişiyor.

Leave a comment