Bulgur sever misiniz? Ben bayılırım. Faydasını yetişkinliğe eriştiğim dönemde iyice anladığım için soframızda ciddi bir yeri var bu harika gıdanın.

Bir süre önce bir kitabevinde yeni çıkan kitapları karıştırırken gözüme ilişti: Bulgurun Halleri – “başlangıçlardan tatlılara bulgurlu tarifler…”

Hemen elime aldım hâliyle. Fakat beni bile zorladı kitabın o engin içeriği. İtiraf ediyorum, “Yok, artık abartmışlar, bulgurdan da tatlı mı olurmuş…” dedim ve kitabı rafa geri koydum.

Aradan bir süre geçti ki sevgili Elif Doğan’dan (nam-ı diğer BlogcuAnne) bir davet geldi. Bir grup blog yazarı anneyi kayınvalidesi Nursen Doğan’ın hazırladığı “Bulgurun Halleri” kitabını tanıtmak için ‘Refika’nın Mutfağı’’nda toplamak istiyordu. “Bu işte bir iş var….” dedim kendi kendime. Daha geçenlerde sen kitabı eline al, içeriğiyle başa çıkama, derken bu davet gelsin.

Tabii ki katıldım gruba 🙂

Öncelikle şunu belirtmem lazım, Elif benim Tarsus Amerikan Koleji’nden minik kardeşim. Onunla ilk tanıştığımızda kendini bana hatırlattı. Hatta “Defne tanı beni artık, ben TAC’li kardeşin Elif!” dediği bir maili vardı, hiç unutmam 🙂 Eh, Elif’in kayınvalidesi de en az onun kadar sıcak olmalıydı.

Gerçekten “Nunu” kolları açık bekliyordu bizi. Hepimizle tek tek ilgilendi, sohbet etti. Bulgur hakkında bildiklerini bir anne edasıyla paylaştı bizlerle. Hepimiz kendimizi sanki “Nunu”yla her zaman buluşuyormuşuz da, bu da o günlerden biriymiş gibi hissettik.

Hatta çay almak isteyenlere, “Hayır almayın çay falan, yemek yiyeceğiz şimdi!” diye uyarıda bulundu sevgili “Nunu”.

Tanıtılanlara gelince, yiyeceklerin çeşidine inanamadık. Gerçekten başlangıçlardan, salatalara, ana yemekten, tatlılara her şey bulgura yapılmıştı. Hepsi birbirinden lezzetliydi.

Yine yönlendirdi bizi. “Kızlar şalgam için şalgam. Çok güzel gider bulgurla…”

Yemeğin sonunda sevgili Refika’da gelince ortalık iyice şenlendi. Kitabevinden almadığım kitabı o gün hemen satın aldım. Refika’ya ve sevgili “Nunu”ya imzalattım. Sıra cesaret edip tarifleri denemekte 🙂

Hepsi o kadar güzel ki nereden başlayacağımı bilemiyorum. Aşağıda harika bir tarif var. Deneyin bakalım nasıl oluyor 🙂

Kitabı edinenlere de şimdiden afiyet olsun diyorum!

Patlıcanlı Cevizli Meze

MALZEMELER

2 adet orta boy patlıcan
2 çorba kaşığı ince bulgur
1/2 su bardağı sıcak su
5-6 diş sarımsak
1 avuç kaju fıstığı
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz
1 çorba kaşığı nar ekşisi 1 çorba kaşığı limon suyu 2 çorba kaşığı zeytinyağı

YAPILIŞI 

Bulguru yarım bardak sıcak su ile iyice yumuşayıncaya kadar bir kenarda bekletin.

Patlıcanları yıkayın. Alacalı soyun ve yarım santim kalınlığında doğrayın. Üzerlerine 1 çorba kaşığı zeytinyağı gezdirin ve karıştırıp, bir fırın kabına dizin. Soyulmuş sarımsakları da aralarına yerleştirin. Fırını ızgara konumuna getirin ve patlıcanları dizdiğiniz kabı fırının ızgaraya yakın bölme- sine yerleştirin. Patlıcan dilimlerini 2-3 dakika kızarttıktan sonra maşa ile tek tek çevirip diğer tarafının da 2-3 dakika kızarmasını sağlayın.

Kaju fıstıkları irice doğrayın ve bir başka kapta 2 dakika kızartın. Közlenmiş patlıcan dilimlerini ve sarımsakları bir kaseye alın. Bulgur, tuz, şeker, nar ekşisi, limon suyu, kaju fıstığın yarısı, baharatlar ve 1 çorba kaşığı zeytinyağı ilave edin. Bir el mikseri ile veya çatalla çırparak 1-2 dakika karıştırın.

Küçük servis kasesine alın. Kalan kajularla süsledikten sonra tuzlu kraker ya da çok ince dilimlenmiş kızarmış ekmek dilimleri ile servis edin.